Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Söylenen, "IMF'ye bundan önce verilen 16 mektubun işe yaramadığı ve bu nedenle bu son 17'nci mektubun da işe yaramayacağı"... Acaba bundan önceki 16 mektup hakikaten işe yaramadı mı?
(IMF mektubu derken bir noktaya dikkat etmekte yarar var. İlk mektup "anlaşmanın çerçevesi"ni çiziyor. Daha sonra ek mektuplar, yan mektuplar verilebiliyor. Burada sözü edilen 17 mektup, 17 anlaşma ile ilgili "esas mektuplar"dır.)
Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, ilk mektuptan bu yana verilen mektupların ne işe yaradığını araştırmış.
Türkiye 1961 yılında IMF'ye mektup vermeye başlamış. 1960'lı yıllarda "yılda bir" mektup imzalamış. Bu mektupların hepsi "işe yaramış". Hiçbiri uygulanamadığından iptale gerek duyulmamış. 1978, 1979 ve 1980 yıllarında imzalanan mektuplar ise, değişen şartlar nedeniyle yeni anlaşma yapmak gereği ortaya çıktığından iptal edilmiş.
Ama bu arada, 24 Ocak kararları 1979 IMF mektubu çerçevesinde ve IMF ile işbirliği halinde yürürlüğe konulmuş.
Tam başarısızlık nedeniyle iptal edilen sadece 2 IMF mektubu var. Bunlar 1984 yılında imzalanan 15 numaralı ve 1994 yılında imzalanan 16 numaralı mektuplar.
Son anlaşmanın çerçevesini çizen 17'nci mektup imzalandığından bu yana hükümetimiz mektup üzerine ek mektup yazmayı sürdürüyor.
(1) 10 Mart 2000'de "birinci ek" mektubu yolladık.
(2) Mayıs ayında "Yapısal Reform Öncelikleri" mektubunu yazdık.
(3) 22 Haziran 2000'de "ikinci ek" mektup yazıldı.
(4) 18 Aralık 2000'de "ek mektup"ları üçledik.
(5) Bu arada kamuoyuna açıklanmayan "gizli" bir mektup ile parasal konularda yükümlülükler altına girdik.
(6) 30 Ocak 2001'de "ek mektup" sayısı dörde çıktı.
Anlaşıldığı kadarı ile bu son mektup da, "son mektup" değil. Mektuplaşma devam edecek.
Her mektupta, Türkiye'nin "ev ödevleri" belirleniyor. Ev ödevleri için tarihler konuluyor.
(1) IMF ile işbirliğinin "raconu" mektup yazmaktır. Mektup içinde yapılacak işleri sıralamaktır. Bu normaldir. Bir başka normal ise tek bir mektup içinde yapılacakların tamamının belirtilmesidir.
(2) Normal olmayan, "niyet mektubu" verilip yola çıkıldıktan sonra "ek mektup" verme ihtiyacının ortaya çıkmasıdır.
(3) Anormalin anormali olan, uygulamada bir yıl geçmeden altı adet "ek mektup" yazılmasıdır.
Demek ki, ek mektuplar da işe yaramıyor. Demek ki, dümen bir türlü tutmuyor. Demek ki rotayı ayda bir, iki ayda bir yeniden düzeltmek gerekiyor.
IMF Direktörler Kurulu'nun onayladığı dördüncü ek niyet mektubuna eklenen iş programında Meclis'in, hükümetin, Merkez Bankası'nın, Hazine'nin eylül ayı sonuna kadar yapacağı işler belirlendi.
IMF tarafından Ankara'ya tam 17 vazife verildi. Vazifeler için tarih konuldu.
Sayın okuyucularıma "dördüncü ek niyet mektubu" ile Ankara'ya verilen vazifeleri özetleyeyim:
(1) Batan beş bankanın varlık ve yükümlülükleriyle yeniden oluşturulan "geçiş bankası" (bu banka Sümerbank'tır) eylül sonuna kadar satılamaz ise kapatılacak. (Bize bunu kimse söylememişti. Mektuptan okuyup öğreniyoruz). Eylül 2000'den sonra batan iki bankanın büyük olanı (bu banka Demirbank'tır) hemen satılacak. Geriye kalan banka (ki bu banka Etibank'tır) satılamıyor ise Sümerbank gibi kapatılacak.
(2) Tekel bütünü ile Özelleştirme İdaresi'ne devredilecek. Bütünü ile yok edilecek. Tütün destekleme alımları kademeli olarak kaldırılacak.
(3) Halen 15.2 milyon vatandaşın vergi numarası var. Bu sayı yıl sonuna kadar yüzde 50 artırılacak.
(4) Para arzında aşırı artışı önlemek için Merkez Bankası'nın para çıkarma yetkisi sınırlandırılacak. Güveni sağlamak için döviz net rezervi artırılacak.
Sayın vatandaşlarım, sayın halkım, sayın işadamları, sayın oda, sendika, TÜSİAD başkanları... Bu mektuplardan haberiniz olmasında yarar var... Çünkü bunlar sizin adınıza verilmiş sözler. Çünkü bu vazifeler sizin vazifeleriniz...
Sizler bu mektuplardan haberdar olursanız, hükümetin bazı şeyleri istese de yapamayacağını bilirsiniz. Bakınız hükümet vergileri taksitlendirmeye kalktı. Az daha SSK ve Bağ - Kur borçlarını da taksitlendirecekti... IMF bunu duyunca "mektuplardaki imzanızı yalamayınız" diyerek Washington'dan "zılgıtı" geçti!..
Mektupları okuyanlar olacakları bitecekleri bilir. Ayağını, "mektuba göre" uzatır!