Ayşe Hanım Teyzem'e anlattım. Dedim ki: "Dünyada şu anda dolardan bol, fiyatı (faizi) dolardan ucuz bir şey yok. Hazinemiz, bankalarımız, şirketlerimiz bunun için dolar ile borçlanıyor. Diyelim ki 1 dolar 1.3 YTL iken 100 dolar borçlandınız. Vadesi geldiğinde ödeyeceğiniz doların karşılığı 130 YTL'dir. Dolar fiyatı 1.3 YTL'den 2.0 YTL'ye yükselir ise vadesi geldiğinde ödeyeceğiniz doları satın almak için 200 YTL bulmanız gerekir.Hazine'nin, bankalarımızın, şirketlerimizin çok yüksek dolar borçları var. Dolar fiyatının yükselmesi, kısa sürede büyük oranda yükselmesi Hazine'yi de, bankaları da, şirketleri de zor duruma düşürür."Ayşe Hanım Teyzem atıldı: "Sadece Hazine'nin, bankaların, şirketlerin değil, halkın da döviz borcu yok mu? Döviz ile otomobil, eşya, konut kredisi kullananlar yok mu? Demek ki, onlar da döviz fiyatının yükselmesini istemez. Demek ki, döviz fiyatı artar ise onlar da güç duruma düşer..." Ayşe Hanım Teyzem soruyor: "Dolar çok ucuza satılıyor deniliyor. Dolar fiyatı yükselmeye başlayınca da, kriz çıkıyor diye bağıranlar oluyor... Ucuz doları isteyen kim? Dolar fiyatının artmasını isteyen kim?" "Daha başkaları da var Ayşe Hanım Teyzeciğim" dedim. "İthalatçılar, ucuz döviz ile otomobil, ayakkabı, giyim eşyası hatta gıda maddesi ithal edip satanlar da dolar fiyatının yükselmesini istemez. Dolar yükselirse ithalat pahalılanır..."Ayşe Hanım Teyzem sordu: "İthalat pahalılanınca enflasyon da artar... Değil mi?""Evet Ayşe Hanım Teyzeciğim" dedim. Merkez Bankası tek bir hedefe odaklandı. Enflasyonu düşürdü. Bu başarının ardında ucuz dolar var. Doların ucuz olması enflasyonun aşağı çekilmesini kolaylaştırdı."Ayşe Hanım Teyzem gene sordu: "İyi de dolar fiyatının artmasını isteyenler, pahalı doları özleyenler kimler?" Cevapladım: "Başta ihracatçılar, sonra da tarım ve sanayi sektöründeki ciddi üreticiler. İhracatçı, üretici 100 dolara sattığı malın karşılığında 1 dolar, 1.3 YTL hesabı ile 130 YTL alıyor. Dolar 2.0 YTL'ye yükselse 100 dolarlık mal satınca eline 200 YTL geçecek... Dolar fiyatı 3 yıldır olduğu yerde duruyor. Halbuki 3 yılda üreticinin maliyetleri arttı. İşçilik ücreti, enerji fiyatı gibi girdiler arttı. Ama ihraç ettiği malın karşılığında eline geçen Türk Lirası değişmedi. Pahalı dolar borçluları yıkar Tarım ve sanayi sektörlerindeki ciddi üreticinin iç piyasada da benzer zorlukları var. Dolar, içerideki enflasyon kadar bile artmayınca, dışarıdan ucuz dolar ile getirilen mallara karşı rekabet şansları kalmıyor."Ayşe Hanım Teyzem, "Anladığım kadarı ile sen de ucuz dolara karşısın... Senin derdin ne? Sen devalüasyon lobisi için mi çalışıyorsun?" dedi. Ben de anlattım. "Benim derdim ekonomide kötüye gidişi önlemek. Ben doğruyu anlatmaya çalışıyorum. (!) Ucuz dolar yüzünden ithalat artıyor. Döviz gideri büyüyor. İhracat artsa da döviz geliri, gideri karşılayamıyor. Bu yüzden 2005 yılında 20-23 milyar dolar döviz açığı (cari açık) ortaya çıkacak. (2) Ucuz döviz üretimde rekabet şansını yok ettiği için yatırımda, üretimde, istihdamda kötüye gidiyoruz.Bu saadet zinciri kopmadan gerçekleri görerek, havadaki uçağı yumuşak inişe geçirmemiz gerekiyor. Yoksa zincir kopacak, duvara toslayacağız. Havadaki uçak yere çakılacak.Ayşe Hanım Teyzem bu sözlerden hoşlanmadı. "Ankara'nın suçu ne? Dolar bol. Merkez Bankası satın almayacak olsa dolar fiyatı daha da düşecek... Eleştirmek kolay... Yapılabilecek bir şey var mı, onu söyle" dedi.Ben de cevapladım: "Yapılabilecek şey var... Onu da bir başka gün uzun uzun anlatırım" dedim. Vedalaştık. guras@milliyet.com.tr Ucuz dolar ithalatı artırır, ihracatı düşürür