Yurtdışında yaşayan Ayşe Hanım soruyor: "Türkiye'de ev, arsa fiyatları ucuzlamış... Ev veya arsa alayım mı?" Ev ve arsa merakı sadece yurtdışındaki Ayşe Hanım'da yok. Benim Türkiye'deki Ayşe Hanım Teyzem de, ikide bir, "Elimdeki üç kuruşu acaba ucuz bir eve veya arsaya yatırsam mı?" diyerek sual edip durur.
Ayşe Hanımlar, "Dünyada mekan, ahrette iman" vaazını çok dinlediklerinden ev ve arsa almaya pek meraklıdır...
Benim Ayşe hanımlara tavsiyem, "Eğer oturmak için, ev alacak değiller ise, eve, apartmana para yatırmamalarıdır." Kendileri oturmak için ev veya apartman dairesi arıyorlar ise, satın almanın tam zamanıdır.
Ev ve apartman fiyatları ucuz ama, ucuz diyerek "yatırım" amacıyla ev, apartman alınmaz. Çünkü ev ve apartmanı satın alan, ihtiyacı olduğunda kolay kolay satamaz. Ev ve apartmanın değeri güne göre değişir. Bugün ucuz diyerek satın alınan ev veya apartmana yarın yarı fiyatına alıcı çıkmayabilir.
Ev veya apartmanı kiraya vermek, kiracının iyisini bulmak şans işidir. Kiracının iyisi bulunsa bile Türkiye'de ekonomik şartların etkisinde kiracı istese de kira ödemekte, kirayı artırmakta zorlanabilir. Kanunlar kiracıyı korur. Kiracıyı istenilen zamanda evden çıkarmak kolay değildir. Kiralanan evin bakım masrafı ve vergisi bir süre sonra dert olur.
Bu nedenle ileride fiyatı artar, kira getirir diyerek eve yatırım yapmak Ayşe hanımların yapacağı iş değildir.
Hele hele yazlık evlere hiç mi hiç yatırım yapılmaz. Çünkü Türkiye'de çok büyük yazlık stoku var. Yarısı tamamlanmış kullanılmayan, yarısı tamamlanmamış binlerle ev alıcı bekliyor. Yaptıran pişman, alan pişman. Bir ay, üç ay oturulacak diyerek yazlık eve Ayşe hanımların para bağlaması delilik olur.
Ayşe hanımlar illa da bir "tapumuz" olsun diye ısrarcı iseler, ev ve apartman yerine arsa alabilirler. Arsayı alıp satmak daha kolaydır. Bakım derdi, kira derdi yoktur. Ama tekrarda yarar var Ayşe hanımlara tavsiye edilecek bir yatırım değildir.
Bunları söyleyince Ayşe hanımlardan gelecek soruyu biliyorum... "Ev alma, apartman alma, arsa alma... Altın mı alalım yani?" diyecekler...
Ben de onlara Devlet İstatistik Enstitüsü'nün açıkladığı rakamlara dayalı olarak altın satın alanların bir yılda tasarruflarının ne kadar arttığını anlatacağım. Son bir yılda toptan eşya fiyatları (TEFE) enflasyonundan arındırılmış rakamlarla, banka mevduatı (reel olarak) yüzde 10.8 oranında getiri sağladı. Parasını euroda tutanlar yüzde 11.8 değer artışına sahip oldu. Altın alanlar yüzde 1.1 oranında kayba uğradı. Tüketici fiyatları (TEFE) endeksine göre mevduatın reel getirisi 15.6, altının yüzde 3.2 oranında. Altın fiyatları hem döviz fiyatından etkileniyor hem de dünyadaki altın talebinden. Altının faizi yok. Saklaması dert... Ayşe Hanım teyzeler altın meraklarını tatmin için birkaç Cumhuriyet, Reşat altını alabilir. Yüzük, bilezik alabilir. Ama altına yatırım akıllı iş değildir...
"Ev alma, arsa alma, altın alma... Tasarrufları ne yapalım?" diye soracaklar... Ben de onlara "Şu günlerde en akıllı iş, yatırım fonu katılma belgesi" almaktır" diyeceğim.
Seçilmiş finansal yatırım araçlarının 2003 Nisan ayı itibariyle gerçekleşen reel getiri oranları
TEFE (%) | TÜFE (%) | |
Mevduat faizi | 10.8 | 15.6 |
Dolar | -8.7 | -4.8 |
Euro | 11.8 | 16.7 |
Altın (külçe) | -1.1 | 3.2 |
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025