Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AIMA) 1988 yılından bu yana üst düzey müzik eğitimi veriyor. Müzikte uzmanlık kursları, (master class) ustalık programları düzenliyor. Bugüne kadar 36 yabancı müzik hocası Ayvalık’a gelmiş. 41’i yabancı, 540 öğrenciyi ustalığa hazırlamış. AIMA ustalık eğitimi yanında Ayvalık yöresindeki genç müzik meraklılarının keman, piyano gibi müzik aletlerini çalmayı öğrenmelerini de sağlıyor.
AIMA, bağışla kurulmuş. Bağışla yaşıyor. Tınçay ve Haluk Barutçuoğlu, deniz kenarında, bahçe içindeki 3 katlı evlerini müzik okulu olarak kullanılmak şartı ile Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı’na bağışlamış. İşte Prof. Filiz Ali’nin kaptanlığında kurulan AIMA bu binada faaliyetini sürdürüyor.
Önceki pazar, Prof. Filiz Ali ve Dr. İlke Boran ile akademiye gittim. Eski Rum binalarının arasından geçerek akademinin demir bahçe kapısından girerken binanın içinden dışarıya taşan keman sesi ile büyülendim. Sese doğru ilerledim. Büyük salonda bir genç adam tek başına Brahms’ın keman konçertosunu çalıyordu. Bizi görünce kemanı bıraktı.
“Kimsiniz, kimlerdensiniz? Ailenizde müzikle ilgilenen var mı idi? Nerede eğitim gördünüz?” diye sordum. İsmail Başaran (1988) ”Babam aşçıdır. Bizim evde müzik ile ilgilenen yok. Ben Bursa’da üniversitede burslu olarak keman eğitimi gördüm. Şimdi İzmir’de Yaşar Üniversitesi’nde lisansüstü (Master) programına devam ediyorum. Pazar günleri, çocuklara keman dersi vermek için Ayvalık’a geliyorum” dedi. Bir süre sonra ders alacak 10-12 yaşında kızlar, erkekler ellerinde kemanları gelmeye başladı.

Sanat desteksiz gelişemiyor
Akademideki piyanoların üzerlerindeki küçük pirinç levhalar dikkatimi çekti. Piyanoları müzik severler bağışlamış. Birinin üzerinde Cahit Kayra ustanın yakında kaybettiği eşi Gönül Kayra’nın piyanosu olduğu yazıyordu. Piyanonun yanındaki duvara da Gönül Kayra’nın fotoğrafı asılmıştı. Duygulandım. Prof. Filiz Ali, “AIMA’nın tek kaynağı müzik severlerin bağışları. Yoksa bu akademi yaşayamaz” diyor. Yakında “Ayvalık Kültür ve Sanat Vakfı” kuruluyormuş. Bina bu vakfa devredilecekmiş. Turizm Bakanı da Ayvalık’taki “Taksiyarhis“ kilisesini, müzik etkinlikleri için İstanbul’daki Aya İrini gibi kullanılmak üzere akademiye tahsis etme sözünü vermiş. Ümit ve Cem Boyner, akademinin kuruluşundan bu yana Cunda’daki evlerini belli dönemlerde akademinin ustalık programlarına tahsis ediyormuş. Öğrenciler evde ve bahçesinde ders görüyormuş.
Yazıyı bitirmeden Ayvalık için akademinin önemini de anlatayım.
Ayvalık 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa’nın fermanı ile bağımsız yönetim bölgesi oldu. 1922’ye kadar devam eden bağımsızlık döneminde Ayvalık zeytinyağı ve sabun fabrikaları ve yılda 600 geminin uğradığı limanı ile Ege’nin en zengin yerleşim bölgesi haline geldi. Yunanistan’dan din adamları, akademisyenler, sanatçılar Ayvalık’a göç etti. Ayvalık kültür ve sanatta öne çıktı. Şehirde kurulan Ayvalık (Kidonia) Akademisi, felsefe, fizik-kimya, mantık, matematik, heykel, resim dallarında 600 öğrencisi ile Doğu’nun en büyük akademisi olarak ün saldı. 1922 yılında “mübadele” ile Rumlar Ayvalık’ı terk edince akademi kapandı.
Ressam Orhan Peker 1983 yılında Teoman Madra, Aykut Kazancıgil ve Cornelius Bischoff ile birlikte “Ayvalık’ta plastik sanatlar, müzik ve mimarlık konularında ve daha sonra da fotoğraf, sinema, grafik sanatlar, seramik alanlarında faaliyet gösterecek bir yaz akademisi” kurulmalıdır diye bir beyanname yayınladı. Eski Yunan Akademisi binasının bu amaçla kullanılması düşünülüyordu. Olmadı. Eski Yunan Akademisi binası şimdilerde bir ilkokul binasının eklentisi olarak kullanılıyor.