Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Banka hortumculuğu biz Türklere "özgü" bir meslek değil... Diğer fakir ülkelerde de banka hortumculuğu 'saygın(!)' ve de yaygın bir 'meslek!' Nasıl olmasın ki? Fakir ülke demek "adı üzerinde fakir insanların ülkesi" demek... Fakir halka ne satacaksınız da kısa sürede zengin olacaksınız? Kolay ve kestirme iki yol var... Ya devleti soyacaksınız, ya halkı soyacaksınız... Günümüzde yol keserek halkı soymak zahmetli bir iş... Sonra teker teker insanlarla uğraşmak lazım... Halbuki fakir insanların 'doktor parası, kefen parası' olarak bankaya yatırdıkları paracıkları hortumlarsınız... Olur biter!..
"Biz hortumcularımızı tam unutmuşken" şimdi "yarayı tekrar kaşımaya gerek var mı?" diye sual eyleyeceksiniz... Efendim bu yazıda sizlere dünyanın bir başka fakir ülkesindeki, 9 milyon nüfuslu Dominik Cumhuriyeti'ndeki hortumlama olayını anlatacağım. Dominik Cumhuriyeti adı pek duyulmayan Amerika kıtasının dibinde küçücük bir ülke... Kişi başı milli geliri bizimkine benzer rakamlarda...
Mayıs ayının 15'inde Dominik Cumhuriyeti'nin ikinci büyük özel bankasının sahibi ve iki yöneticisi bankadan 2.2 milyar dolar parayı hortumladıkları için tutuklandı. Bankanın sahibi sıradan biri değil. Dominik Cumhuriyeti'nde uzun yıllar cumhurbaşkanlığı yapan Buenaventura Baez'in torunu Ramon Baez Figueroa... Şimdilerde 47 yaşında olan Ramon gençliğinde golf oynamaktan başka bir şey yapmazmış. Sonra canı sıkılmış. Baniter (Banco Intercontinental) isminde bir banka kurmuş.
Başlamış yüksek faiz vererek halkın paracıklarını kurduğu bankaya toplamaya. Bankada yaklaşık 3.5 milyar dolar mevduat birikmiş. Ramon, "Bu paralar bankada boş yere duracağına ben harcayayım... Daha iyi..." demiş. Ve başlamış harcamaya.
The New York Times gazetesinde yayımlanan Tony Smith'in haberine göre, Ramon hortumladığı paralarla ülkenin en büyük medya grubunu kurmuş. En çok satan gazeteye, 4 televizyon kanalına ve 70 radyo istasyonuna sahip olmuş. Gaz işine girmiş. Hortumladığı paralarla lüks bir yaşam sürmüş. Haberde yer alan bilgilere göre 4 yatı, 4 özel uçağı, 6 helikopteri varmış... Ama "Hep bana... Hep bana..." demezmiş. Ülkedeki ünlü politikacılara, güçlü kişilere paha biçilmez hediyeler dağıtırmış...
Hortumladığı bankanın reklam sloganı "...Her şey mümkündür!.." şeklinde ilginç bir sloganmış.
Ramon, bankadaki toplam mevduatın üçte ikisini, özel muhasebe sistemi ile kendi kullanımına tahsis ettirmiş... İşin ilginç yanı, Ramon halkın gözü önünde bankayı hortumlarken ve de hortumladığı paraları göze batacak şekilde harcarken bankanın denetiminden sorumlu kamu otoritelerinin ve özellikle uluslararası denetim kurumu Pricewaterhouse Coopers'in ses çıkarmaması ve de her yıl bankanın hesaplarının doğruluğunu onaylaması. Bir bankada 2.2 milyar doların hortumlanması biz Türkler için olağan ama Dominik Cumhuriyeti gibi küçük bir ülke için önemli bir olay. Çünkü hortumlanan para ülke bütçesinin 2/3'ü büyüklüğünde.
Ramon şimdilik cezaevinde tutuklu durumda. Hapishanede de keyfinin yerinde olduğu, ülkenin ünlü kişilerinin her gün ziyarete gittiği belirtiliyor. Dominik Cumhuriyeti halkı "Bu ülkede milyonerler hapishanede uzun süre kalmaz. Ramon da yakında hapishaneden çıkar eski yaşamını sürdürür" diyormuş...