Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hazine "mangalda kül bırakmadı". İçeride halkı, dışarıda dünyaya ilan etti: "Türk bankalarında sermaye yeterlilik oranı çok düşük. Durum tespiti yapılacak. Bankalar üç aşamalı denetimden geçecek. Belirlenecek açığı banka ortakları kapatamaz ise, Hazine sermayeye iştirak edecek. Bunun için IMF bize 4 milyar dolar borç verecek. Bu para bankaların sermaye yeterlilik rasyosu için kullanılacak."
Olay böyle başladı ama, gelişmeler Hazine’yi paniğe uğrattı. Görüldü ki, "Batı standartlarında bir sermaye yeterlilik hesabı yapılır, Batı standardında sermaye yeterliliği rakamına ulaşılır ise, 4 milyar dolar yetmeyecek. Hazine’nin 10 milyar - 15 milyar dolar para bularak bankalara sermaye olarak koyması gerekecek.
İşte o durumda BDDK, "oyunun kuralını değiştirdi". BDDK "Bankacılar futbolu 11 kişi ile değil, 33 kişi ile oynayacak. Bankacıların kalesi küçültülecek, rakibin kalesi büyütülecek" denildi.
Daha doğrusu böyle denilmedi de şöyle denildi: "Bankalar bugüne kadar yeniden değerlemeye tabi olmayan arsaları, ormanları, koruları, iştirakleri ve iştirak binalarını bugünün parası ile değerleyecek, öz kaynaklarını yeniden hesaplayacaklardır."

Konuya yabancı olanlara bunun ne demek olduğu hakkında iki örnek vereyim. Bir bankaya, bir borçludan orman büyüklüğünde bir koru intikal etmiş. Banka yıllardır bunu satamıyor. Üzerine bina yapamıyor. Arsa olduğu için de defterinde yirmi yıl öncenin fiyatı ile duruyor. Şimdi bugünün fiyatı ile bir değerlendirme yapılacak... Trilyon liralık bir varlık ortaya çıkacak. Bir bankaya, bir borçludan uyduruk bir fabrika intikal etmiş. Banka bu fabrikayı on yıldır kimseye satamıyor. İştirak olarak defterinde tutuyor. Şimdi bugünkü değer ile fabrika değerlendirilecek. Trilyon liralık bir varlık ortaya çıkacak...
Çıkacak dediğime bakmayınız... Çıktı bile... Büyük bankalar "oyunun değişen kaidelerine göre" sermaye yeterlilik oranlarını hesapladılar. Bazılarının sermaye yeterlilik oranı o kadar yüksek, o kadar yüksek çıktı ki... İnanılamaz.
BDDK’nın değiştirdiği oyun kaidelerine göre, güç durumda olduğu sanılan bankaların hepsi çok çok iyi görüntüye kavuştu.

Bu durumda bu bankalara Hazine’nin sermaye iştirakinde bulunması zorunluluğu kalmayacak!..
Eeee... Hazine’nin bu bankalara sermaye iştiraki zorunluğu kalmayınca, IMF’nin de Türkiye’ye bu işte kullanılmak üzere 4 milyar dolar kredi vermesine lüzum kalmayacak...
İyi de... Hazine döviz gelir - gider bütçesini IMF’den bankalar için 4 milyar dolar alacağı varsayımına göre dengelemişti...
Hazine bu 4 milyar doları bankalara verir gibi yaparak vermeyecek, kendi ihtiyacında kullanacaktı. Bankalara sermaye açıklarını kapatmak için Türk lirası kağıt verecekti. Veya Türk lirası borç verecekti...
Hazine nasıl eski oyun kaidesine göre, bankaların sermaye ihtiyacı 10 - 15 milyar dolar çıktığında telaşa kapıldı ise, BDDK da oyunun kaidelerini değiştirdikten sonra yapılan hesapta sermaye ihtiyacının kalmadığı görüldüğünde telaşa kapıldı.
Oyunun kaidesini bir daha değiştirme imkanı olmadığı için şimdi, bankaların sermaye yeterlilik oranlarını düşürecek formüller aranıyor. Bulunan formül, üç kademeli denetimin "son kademesinde", ince ayar ile bankalara yaşayan kredileri için karşılık ayırma zorunluğu getirmek. Böylece yaşayan büyük krediler için ayrılan karşılıklar öz kaynaktan düşülecek ve de öz kaynak azalacak. Sonuçta sermaye yeterlilik oranı düşürülecek ki... IMF’den 4 milyar dolar borç alma fırsatı yok olmasın.