Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)’nın mütevelli heyeti İbrahim Betil’i sadece başkanlıktan almakla kalmadı, yönetim kurulu üyeliğinden de çıkardı. Sebep: Kıskançlık!.. İbrahim Betil TEGV’i başarı ile yönetti. Kamuoyuna tanıttı. Kamuoyunun güvenini kazandı. Bu güvene dayalı olarak insanlar ve kurumlar TEGV’e hem manevi, hem maddi destek vermeye başladı. Sosyal yardım, eğitime yardım konuları gündeme geldiğinde TEGV akla gelen ilk "gönüllü toplum kuruluşu" oldu. Bu kuruluşun yöneticisi olarak İbrahim Betil’in ismi çok sık duyuldu. İsmi TEGV ile bütünleşti. Ama bizde başarı nedeniyle öne çıkan sevilmez, kıskanılır. Bir imkan yaratılarak kellesi koparılır. İbrahim Betil de bu akıbetten kurtulamadı.
İbrahim Betil bankacılık yaptı. Siyasete soyundu. Bankacılıkta da, siyasette de "ayağı sürçtü." Olmadı. Olmadığını görünce erken yaşta "ununu eledi. Eleğini duvara astı." Kendine yeni bir uğraşı alanı belirledi: Eğitim... Ve de çok ilginçtir ki bu alanda başarılı oldu.
İbrahim Betil TEGV’in kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor: "Eğitim konusunda neler yapabilirim diye düşünüyor, çevremdekilerle tartışıyordum. Arkadaşım Tahir Özgü ile TEGV kuruldu. Kurucuların bir kısmı ismini verdi. Bir kısmı para verdi. 2 milyon dolar bir fon ile yola çıkıldı."
TEGV’in kuruluş hikayesi böyle. Gelelim İbrahim Betil’in TEGV’e katkısına. Bankacılıktan ve politikadan elini eteğini çekince İbrahim Betil’in tek işi TEGV oldu. "Full time, full family" (bütün gün, bütün aile efradı ile) vakıf için çalışmaya başladı. 1995 yılında kuruluşunda başkanlık sorumluluğunu üstlendi. Bir ara "Yeni Demokrasi Hareketi"ne katılması nedeniyle başkanlığı Yılmaz Büyükerşen’e bıraktıktan sonra 1998 yılında tekrar başkanlık sorumluluğunu devraldı.
Vakıf bugün Türkiye’de 85 noktada yılda 200 bin çocuğa eğitim olanağı sunuyor. Bunu 170 kişilik tam günlü kadro ve 4.500 "aktif" gönüllü ile gerçekleştiriyor.
Vakfın ana mal varlığı 4 trilyon liranın üzerinde. Sadece 2001 yılında eğitim programlarının finansmanı için 6 trilyon lira bağış toplandı.
"İbrahim Betil gitti, vakıf bitti" diye bir şey yok. Yeni başkan Cengiz Solakoğlu da kurucu çekirdek kadrodaki beş kişiden biri. Sorun, "kelle alma" nedeni ve de şeklinde. Sosyal konularda başarı ve bu başarıya dayalı olarak öne çıkmak kıskançlık yaratıyor. Sonuçta olan kurumlara oluyor.
Dün sabah İbrahim Betil ile konuştum. "Şu anda müzik setine Sertab Erener’in yılbaşında çıkan diskini koydum. Sertab Erener şarkı söylüyor, ‘Yeni bir aşk, yeni bir iş arıyorum’. Ben de bütün aşkımı ve zamanımı vakfa vermiştim. Vakıf benim her şeyimdi. Şimdi kendimi boşlukta hissediyorum" diyordu.