Fiyat bir malın kıtlığını yansıtır. Dövizin fiyatı yükseliyor ise döviz kıt demektir. Türk lirasının faizi yükseliyor ise Türk lirası kıt demektir.
Pazartesi krizi Ziraat Bankası'nın ve Halk Bankası'nın açıklarını kapatmak için Türk lirası bulamamalarından çıktı.
Eğer IMF daha önce Merkez Bankası'nın elini kolunu bağlamasa idi veya Merkez Bankası, IMF'nin bağlarına aldırmadan bu iki bankanın para ihtiyacını o gün giderse idi, kriz ateşi ülkeyi sarmayacak, on dört aydır uygulanan istikrar programı "yalap şalap" rafa kaldırılmayacaktı.
Hiç olmazsa vakit kazanılacak, "alelacele" devalüasyon arayışına girilerek, ucu ve sonu belli olmayan bir şekilde döviz fiyatı serbest bırakılmayacaktı.
Oldu olacak, kırıldı nacak!..
Yan tedbirler düşünülmeden, çerçeve çizilmeden döviz fiyatı serbest bırakıldı. Bir gecede varlığının yüzde otuzunu, yüzde kırkını kaybeden, fakirleşen halkımıza "sakin olması" tavsiye ediliyor.
Halk nasıl sakin olsun?.. Piyasa denilen bir şey var... En zengininin de, en fakirinin de bankada parası duruyor. Birinin milyar doları var, öbürünün ölüm kalım parası olarak 200 milyon lirası var.
Fakirin 200 milyon lirası, zenginin milyon dolarından daha kıymetli. Daha önemli.
Herkesin güveni yok oldu... Duyuluyor ki, faiz gecelik yüzde 7 bin olmuş, dolar piyasada 1 milyon 300 bin liraya satılıyormuş. Falan banka sarsılmış. Bankaların para makinelerinde para kalmamış. Filan banka 1 milyon liralık çeki ödemiyormuş. Komşunun kızı hesabından 100 milyon lira alamamış...
Bu güvensizlik panik yaratıyor. İnsanların aklını karıştırıyor. Ülkenin döviz rezervleri böyle zaman için saklanır. IMF'nin kredi desteği böyle zaman için alınır. Merkez Bankası böyle zaman için vardır.
Sayın Büyük Türk Büyükleri, Sayın Ankara ve Washington muhibleri... "Ateş yakar, su boğar... Ama insan ateşsiz yaşayamaz... Susuz kavrulur."
İnsanlar su arayışına çıkmış... Kimse demiyor ki, bunların boğazına hortumu dayayınız. Basınız suyu hortumla... Sizin suyunuz tükensin... Adamlar sudan çatlasın, patlasın...
Bu işin bir ölçüsü yok mu? Bugün verirsiniz, yarın çekersiniz. Piyasaya ölçülü biçimde döviz veriniz... Türk lirası veriniz... İnsanlar görsün ki, döviz de var, Türk lirası da var...
Sayın Türk büyükleri... Ankara'da kapalı kapılar arkasında, ucu sonu belli olmadan döviz fiyatını serbest bırakırken başkaca nelere karar verdiniz?
Hedefiniz nedir? Stratejiniz nedir? Bu piyasanın oyuncusu olan bankacılara, bu piyasanın müşterisi olan halka anlatınız da rahat etsinler. Doları 2 milyon, 5 milyona çıkarmayı mı düşünüyorsunuz?
Bankaların hepsini birden batırmayı mı düşünüyorsunuz? Halkı perişan etmeyi mi düşünüyorsunuz? Ne düşünüyorsanız söyleyin de "herkes rahat etsin"!..
Yoksa hiçbir şey düşümeden "du bakalım, n'olacak?" diyerek kumar mı oynuyorsunuz?..
Geciktikçe güven bunalımı tırmanıyor. Çözüm zorlaşıyor. Cumartesi, pazar demeyip, oyuncuları Ankara'ya çağırınız. Ana oyuncuları bilgilendiriniz. Rahat ettiriniz. Sinirler gevşesin. Pazartesi sabahı kepenkler açıldığında herkes önünü görebilsin...