Bor denilen şey, kimyasal bileşimi farklı 7 tuzun içinde olan bir "maden"dir. Bu 7 bor tuzundan "tinkal" (Türkiye ve ABD'de), kernit (Türkiye, ABD ve Arjantin'de), kolimanit (Türkiye ve ABD'de), uleksit (Türkiye, ABD ve Arjantin'de), propertit (Türkiye ve ABD'de) hidronorasit (Türkiye'de), szaybelit (Kazakistan'da) bulunur.
Dünyadaki bor madenlerinin (bu 7 farklı bor tuzunun) rezerv (toprak altındaki birikim) olarak yüzde 63'ü Türkiye'de, yüzde 16'sı ABD'de, yüzde 11'i Kazakistan'da, yüzde 7'si Güney Amerika'da, yüzde 3'ü Çin'dedir.
Toprak altındaki rezervin büyüklüğü bir mana ifade etmez. Önemli olan madeni toprak altından üstüne çıkarmak, işlemek ve de satabilmektir. ABD'nin rezervinin az olması onun dünya ticaretindeki ağırlığını hiç mi hiç etkilememektedir.
Bor madenlerinin yüzde 10'u doğrudan doğruya, yüzde 90'ı işlenerek kullanılır.
Bor madenlerinden ve işlenen ürünlerinden farklı sanayiler istifade eder. Bor ürünleri cam sanayiinde, seramik sanayiinde yüzey sertleştirme ve ısıya dayanıklılık sağlar. Temizlik malzemesinde, sabunda, deterjanda su yumuşatıcı, mikrop öldürücü, beyazlatıcı etkisi vardır. Selülozik maddeleri yanmaya karşı korur. Gübre sanayiinde, tarım ilaçlarında kullanılır. Metalürji sanayiinde madenleri sertleştirir. Ahşap malzemelerde koruyucu niteliği vardır. Atom reaktörlerinin soğutma sularında etkili maddedir.
Türkiye'de Kütahya'da, Eskişehir'de, Balıkesir'de, Bandırma'da, Bursa'da ve Beypazarı'nda bor tuzları çıkarılmaktadır. Bor madenleri 1978 yılında devletleştirilmiştir. Maden çıkarma imtiyazı Etibank'a (şimdilerde Eti Holding oldu) verilmiştir. Madeni devlet işletir. Önemli olan madeni ham olarak satmamak, madene katma değer eklemek, onu ürüne dönüştürmektir.
Türkiye'de Eti Holding'den bor madenini alarak işlemek üzere kurulan tesisler fiyat politikasından şikayetçidir. İddiaya göre Eti Holding bor tuzu tinkali, yerli sanayiciye tonu 250 dolardan, yurtdışına ortalama 140 dolardan, kendi işletmelerine tonu 42 dolardan satıyor.
Türkiye'nin yıllık bor madeni ve ürünleri ihracatı yılda 1 milyon ton dolayında. Tonunu 230 dolardan ihraç ediyoruz. Bor ihracatından Türkiye'ye gelen para yılda 230 milyon dolar dolayında. Bor ihracatından gelen döviz, toplam ihracat gelirinin yüzde biri kadar. Türkiye üretimini de artırsa, fiyatını da ucuzlatsa daha fazla bor satarak daha fazla döviz kazanamaz. Önemli olan bor tuzlarını toprağın altından çıkarıp olduğu gibi satmak yerine, işleyerek, her bir tona "katma değer" ekleyerek satmaktır. Aynı miktarda ürünü satarak daha çok döviz kazanmaktır.
Borun stratejik bir özelliği yoktur. NATO, 1963 yılında borun askeri bakımdan stratejik bir madde olmadığını açıkladı. Bor madeni üzerinde koparılan gürültü, "kuru gürültüdür". Toprağın altında duran, ölçülmesi imkansız rezervleri, piyasa fiyatıyla çarpıp da bunların hesabını yapmak komiktir.