Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Karayolu Siirt'e yaklaşırken, yolun iki yanında terkedilmiş, ahırlar, besi çiftlikleri sıralanıyor. Kocaman kocaman, uzun uzun "fenni ahır"lar. Çoğunun çevresinde bakıcı binaları var. Bunların yarısı dağda merada hayvan kalmadığı için boş kalan ve de harap olan ahırlar. Yarısı da, hayvancılığı teşvik tedbirlerinden yararlananlar tarafından kurulan ve fakat sonu getirilemeyen besi çiftlikleri. Teşvik tedbirlerinden yararlanılarak kurulan besi çiftliklerinin şüphesiz bir bölümü "kötü niyetlilerin sadece teşvik parası için başlattıkları göstermelik tesisler" ama, büyük bölümü de değişen şartlar nedeniyle batan tesisler. İyi niyetli yöre insanı teşvike "tav olarak" kamyonunu, evini satıp hayvancılığa başlamış. Şartlar değişince ithal inekler başına dert olmuş. Veterinerden alınan sahte raporla damızlıklar kasaplığa dönüşmüş. Kesilmiş. Gitmiş.
Terör nedeniyle dağlar, otlaklar ve meralar "hala" hayvan sahiplerine kapalı. Çok az sayıdaki meraya "kontrollü olarak" giriş izini veriliyor.
Bu nedenle şu biline ki, "bugün için Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hayvancılık diye bir şey kalmamıştır." Hayvancılığın başlaması ancak ciddi bir "master" plan çerçevesinde "kontrollü hayvancılık kredisi" uygulaması ile mümkün olabilir.
Siirt'ten Eruh'a "şimdilik" sadece "gün ışığında" kontrollü geçişe izin veriliyor. Yol üzerinde, terör nedeniyle terk edilen köyler sıra sıra duruyor. Köylerin çoğu on beş yıl önce boşalmış veya boşaltılmış. On beş yıl önce bu köylerin yüzde 99'unda elektrik, yüzde 97'sinde telefon, yüzde 57'sinde borulu içme suyu, yüzde 93'ünde okul vardı. Çoğunun sağlık ocağı bulunuyordu.
Köylerden kala kala taş binalar kalmış. Onların da kapıları, pencereleri yok... Bu durumdaki köylere insanlar nasıl dönebilir? On beş yılda köyden göç eden "nüfusun yapısı" değişmiş. Bekleyişi değişmiş. Hayat tarzı değişmiş. Gençler kendilerine ya iş bulmuş, ya başka bir yola sapmış. Yaşlılar köye dönseler ne yapacak? Susuz, elektriksiz, telefonsuz, sağlık ocaksız nasıl yaşayacak? Üç kişinin, beş kişinin yaşadığı köyü hangi karakol koruyacak?
Billoris (Sağlarca) köyü Siirt'e 20 kilometre uzaklıkta, Botan Çayı ile Zoraya Çayı'nın kesiştiği yerde, küçük bir tepe üzerinde kurulmuş evleri taştan yapılmış bir köy. Yolu, suyu, elektriği, telefonu, sağlık ocağı, okulu, karakolu olan 60 haneli köy on beş yıl önce boşaltılmış. Köy, hava karardıktan sonra hala trafiğe kapatılan Siirt - Eruh yolu üzerinde olduğundan, şimdilik köylülerin evlerine dönmeleri mümkün değil. Fakat iki yıldır köylülerin tarlalarını işlemelerine izin veriliyor. Sabri Başyiğit, ailesi ile birlikte gün ışıdığında tarlasına geliyor. Sebze ekip - biçiyor. Akşam vakti şehre dönüyor.
Sayın okuyucularım, Güneydoğu Anadolu'da boşaltılan köyler sorununu tartışırken şu üç noktayı dikkate alınız: (1) Şu anda terör durmuş görünüyor ama, güvenlik güçleri tüm kadroları ile bölgeyi kontrol etmeye devam ediyor. Sınır ötesine geçen teröristlerin içeriye geçip geçmeyecekleri henüz açıklığa kavuşmamış. Sonbahara kadar bekleme süresi var. (2) Yaklaşık on beş yıl önce terk edilen köylerde altyapı ve üstyapı kalmamış. Bu hali ile köylerde normal bir yaşama imkan yok. Bu nedenle "dön" denilse de köylü dönemez. (3) On beş yıl içinde köyden ayrılanların hayat biçimi değişmiş durumda. Köye dönüp "aile bütünlüğü içinde" tam kadro, hayata bıraktıkları yerden başlamalarına imkan yok.
Bunlar biline de, hesaplar buna göre yapıla...



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr