Krizin tokadını yiyenler dün TV ekranının başında Kemal Derviş'in piyasayı rahatlatacak, piyasanın tekrar çalışmasını sağlayacak açıklamalarını bekliyordu.
Kemal Derviş, acil önlemleri yazılı olarak dağıttı. TV ekranında kendini anlattı. Görünümü ile, konuşması ile medeni, konusuna hakimdi. Güven verici idi. Turgut Özal'dan buyana halkın karşısına konusuna bu kadar hakim, konusunu bu kadar açıklıkla ve inandırıcı biçimde anlatabilen hiç bir kamu görvlisi çıkmamıştı. TV ekranları "Yeni Turgut Özal"ı kamuoyuna tanıtıyordu...
Acil önlemlerin ne olduğunu Kemal Derviş'in ağzından duymayanlar dağıtılan metindeki açıklamaları merakla bekledi...
Hayrettir ki, dağıtılan metinde yer alan hiç bir acil önlem yoktu. Metin, bir icraat programı gibi ilkeleri, hedefleri açıklıyordu.
Türkiye yeni bir istikrar uygulamasına geçmeden önce, acil olarak krizden çıkışı sağlayacak acil önlem bekliyor. Ekonomide mucize olmaz. Mucize bekleyen yok. Ama duran piyasaların çalıştırılması gerekiyor. Duran piyasaları çalıştıracak önlemler var.
Bugün piyasa tamamen "başıboş" bırakılmış durumda. Dövizin fiyatını Tahtakale belirliyor. Faizin fiyatını ve likiditeyi, batmış durumdaki kamu ve fon bankalarının "repo" işlemleri yönlendiriyor.
Bugünkü döviz kurları gerçekçi değildir. Faiz gerçekçi değildir. İleride bu döviz kuru ve bu faiz üzerine kurulacak dengeler halkın ödeyeceği faturayı büyütür.
Tahtakale'de günde 3 milyon 10 milyon dolar el değiştiriyor. Bu 3 milyon 10 milyon dolar için belirlenen döviz fiyatını Merkez Bankası resmileştiriyor.
Kamu ve fon banakaları zaten batmış. Günü kurtarmak için repoya faizi bastırıyor. Bu faiz ekonominin sırıtına biniyor.
Türkiye'nin günlük döviz işlem hacmi 500 milyon dolardır. Beşyüz milyon dolar Tahtakale'nin fiyatıyla işlem görüyor.
Türkiye'nin normal dönemde günlük Türk Lirası işlem hacmi 1 milyar dolar karşılığı Türk Lirası'dır. Kamu ve fon bankalarının beceriksizliği işte bu büyüklükteki Türk Lirası piyasasını donduruyor. Kurutuyor.
Piyasaların Kemal Derviş'den Merkez Bankası ile Hazine'nin, piyasayı işletmek için döviz fiyatlarını ve likiditeyi yönlendirici politikalarını açıklamasını beklemiyordu ama, Türk Lirası ve döviz likiditesi krizini atlatmak için kısa sürede piyasada gerekli yönlendirmenin yapılacağını açıklmalıydı.
Piyasa bu konuların Ankara'nın kontrolüne geçtiğini görmek duymak istiyor.
Acil önlemler paketi olarak yapılan yazılı açıklamanın ilk maddesinde "Başta enerji ve petrol sektörü olmak üzere ithalata dayalı ürünlerin fiyatları kurdaki değişiklikleri ve artan maliyetleri tümüyle yansıtacak şekilde geciktirilmeden ayarlanacaktır" ifadesi var.
Bu açıklamanın yapıldığı gün, Türkiye'ye petrol ithal eden, tüpgaz ithal eden kamu kuruluşu, bir kamu bankasından getirdiği malın bedelini satıcıya döviz olarak gönderdi. Mal bedeli olarak dışarıya gönderilen her bir dolar için işlem Tahtakale satış fiyatı üzerinden, 1 milyon 50 bin liradan yapıldı.
Bunun anlamı şudur. Bugüne kadar kullandığı petrolün ve tüpgazın fiyatını 680 bin liralık dolar kururundan ödeyen Türk halkı "Acil Önlem" sonucu yüze 55 daha yüksek ödeyecek. Petrol satan, tüpgaz satan kamu kuruluşu "Acil Önlem" paketi nedeniyle fiyatlarına gecikmeden, geciktirmeden yüzde 55 zam yapacak. İşte hakımız için "Acil Önlem"in anlamı ve neticisi budur.