Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kimse kusura bakmasın ama, durum ortada... Biz bu iç borcu ödeyemeyeceğiz. Ödeyemeyeceğimiz borcu durduk yerde büyütmeye, ödüyormuş gibi yaparak eldekini avuçtakini faize yatırarak aç ve açıkta kalmaya da gerek yok.
2000 yılı sonunda iç borç 36 katrilyon lira idi. 2001 yılı sonunda 122 katrilyon liraya yükseldi.
Demek ki 2002 yılına 122 katrilyon lira borç ile başladık. Boğazdan kestik. Giyimden kestik... Yatırımları durdurduk. Piyasayı öldürdük... IMF’den döviz kredisi kullandık. Dış borcu artırdık... Bütün bunları iç borcun miktarını düşürmek için yaptık...
Ama... Aaaaaa... O da nesi? Temmuz ayı sonunda iç borç 130 katrilyon liraya ulaşmış!
Yılbaşından bu yana ödemek için kırk takla attığımız iç borç 7 ayda küçülmemiş 8 katrilyon lira artmış...

Borç yuvarlanarak büyüdü
İç borç 8 katrilyon artmış da bu para köylünün kursağına mı girmiş? Memura, emekliye zam mı yapılmış? İşçi sayısı mı artmış? Yol, liman mı inşa edilmiş? Hayır... Borç kendi kendine yuvarlana yuvarlana büyümüş.
İyi de bugüne kadar büyüye büyüye 130 katrilyona ulaşan ve hızını alamayıp büyümeyi sürdüren bu iç borcu asıl ödeyeceğiz? Üretim artmıyor. Boğazdan kestik. Daha fazla kesmeye imkan yok. Yatırımları durdurduk... Oradan gelecek para yok... Satacak birkaç parça devlet malı kaldı ama onlar da para etmiyor. Lafı dolandırmaya kendimizi ve başkalarını kandırmaya gerek yok. Biz bu borcu ödeyemeyeceğiz...

Tedbiri siyasiler almalı
Borcu ödeyemeyeceğiz demek ile iş bitmiyor. Bir ülkenin iç borcunu ödeyemez duruma düşmesi çok çok kötü bir şeydir. Çok çok kötü sonuçları vardır. Çok çok insanın canı yanar... Bu nedenle tedbir almak lazım... Tedbiri alacak olan halk değildir. Tedbiri alacak olan bu borcu yapan, büyüten ve bu borcun sorumluluğunu taşıyan devlettir. Ankara’dır. Ankara’daki politikacılardır. Ankara’daki üst düzey bürokratlardır.
Bu borcun sorumluluğunu sağcılar (kendilerini solcu diye tanıtan yalancı) solculara, (yalancı) solcular da sağcılara atamaz. Bu borcun sorumlusu, muhalifi ile iktidarı ile yirmi yıldır TBMM’de koltuk işgal eden partilerdir. Politikacılardır.
Sayın okuyucularım, sizden oy isteyeceklere sorunuz: Bu borcu ne yapacaklar? "Ödeyemeyeceğiz" diyenler halkın zararını nasıl karşılayacak? "Ödeyeceğiz" diyenler nasıl ödeyecek? Türkiye’nin en önemli sorunu budur.

IMF sopasına yapıştılar
Sayın okuyucularım, bütün partilerimiz "Tanrı’nın sopasına yapışır gibi" IMF programına yapışmış durumda. Tembellikten, özgün politika üretemediklerinden IMF programının "alternatifi yok" diyorlar. Alternatifi yok diyerek uygulanan IMF programına göre, halkımız en az 2005 yılına kadar her yıl boğazından daha fazla kısacak. Ülkede yatırım yapılamayacak. Buralardan toplanan para iç borç faizine gidecek... Ama iç borç gene de büyüyecek... Bunun içindir şimdiden söylüyorum... Abicim biz bu borcu ödeyemeyeceğiz!