Bu sabah krizin darbesini yiyen halk ve özellikle işadamları güne "az şekerli kahve" içerek başlayacak. Korkulan olsa idi "acı kahve" içeceklerdi. Aradıkları olsa idi "kahveleri tatlanacaktı."
(1) İnsanlar artık büyük bir devalüasyon yapılmayacağına, döviz krizi çıkmayacağına, dövizin bitmeyeceğine inanmıştı. Bu kriz bütün bu inançları yıktı. Şimdi insanlar eski alışılan döviz sisteminin tekrar işler hale getirileceğine inanmak istiyor.
(2) İnsanlar TL ve döviz kıtlığının ne kötü şey olduğunu öğrendi. Ankara’nın piyasaya nereden ve nasıl ve de ne miktarda TL, döviz salacağını öğrenmek istiyor.
(3) Halkımız enflasyonun, faiz oranının, döviz fiyatının önemini anladı. Önlerini görebilmek için önümüzdeki dönemde bunların ne olacağını merak ediyor.
(4) Piyasanın açılması sadece esnafı, işadamlarını, sanayiciyi değil, memuru, işçiyi ve halkı da ilgilendirir hale geldi.
Derviş’in açıklamaları insanların bu "arayışları"nı cevaplayamadı. Bu sabah insanlar "bismillah" çekip güne başlarken, gene karanlıklar içinde... Acaba dışarıdan döviz gelecek mi? Acaba döviz fiyatı inecek mi? Alalım mı, satalım mı? Parayı harcamak mı iyi, saklamak mı? Piyasa açılacak mı ? İşçiyi çıkaralım mı, tutalım mı?
Bunların üzerine iki önemli tereddüdü daha ekleyiniz:
(1) Acaba dışarıdan ne kadar para gelecek? Yeterli para gelmez ise, iç kaynaklar acaba daha fazla mı zorlanacak? Bir hafta sonra açıklanacağı söylenen finans tedbirleri piyasayı nasıl etkileyecek?
(2) Kemal Derviş iyi de... Program hazırlıyor, programı tamamlamaya çalışıyor da... Bu hükümet ne kadar dayanır? Bu hükümet program IMF tarafından onaylanmadan gider ise ne olur?
İİnsan korktukları başına gelmez ise, nelerden ve ne kadar korktuğunu unutur. Derviş’in açıklamalarında aradıklarını bulamayanlar, korktuklarının başlarına gelmemesinin önemini unutuyor.
(1) Derviş, konsolidasyon, devalüasyon, enflasyon olmayacak dedi. Kimsenin mevduatına, dövizine, bonosuna, tahviline el konulmayacağını söyledi. Devletin borcu borç, sözü sözdür, bankalar yüzde 100 güvencededir diyerek teminat verdi.
(2) Servet vergisi yok, yeni vergiler getirmeyeceğiz, bunun yerine kamu harcamalarını kısacağız dedi.
(3) Döviz fiyatının gerilemesine dönük uygulamaların müjdesini verdi.
Kaybetmeyi göze alanlar veya kaybetmeye hazırlananlar bunları kazanç hanesine yazıp sevinmelidir.
Sayın okuyucularım, "bugün yeni bir gündür"... Türkiye’ye ayak bastığından bu yana Derviş, "benden mucize beklemeyin" diyor. Bu sözlerden "daha acı, çok acı tedbirler bekleyişine girenler", Derviş’in "çok şey alacağını" umanlar, şimdi Derviş’in almadığını görünce (insan tabiatı icabı olsa gerek) "Neden vermedi, neden daha çok vermedi" havasına girmek üzere... Belanın ve hasarın büyüklüğü unutulmaya ve de beladan kurtulmanın, hasarı onarmanın güçlüğü küçümsenmeye başlandı.
Krizi Derviş çıkarmadı. Tek başına bizi krizden çıkarması da mümkün değil. Bu krize hep birlikte girdik. Birlikte çıkacağız. Yabancılar yardım edecek ama faturayı biz paylaşacağız. Önemli olan faturanın eşit paylaşımı ve kaldırılabilir ölçüde olmasıdır.