Ortak bir amacı gerçekleştirmek için birden fazla kişinin bir araya gelmesi "örgütlenmektir". Bu anlamda nikah sözleşmesine imza atan karı koca da aile birliği kurmak için örgütlenmiş olmaktadır.
Her şirket, ister adi ortaklık, ister limitet şirket, ister anonim şirket olsun bir örgüttür. Bir şirkette çalışan herkes örgüt üyesidir.
Örgüt üyesi olmak "suç" değildir. "Menfaat temini için suç örgütü kurmak" suçtur.
1999 yılında mafya ile ilgili olayların gündeme gelmesi ile 4422 sayılı "Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu" ile ilgili bir kanun çıkarıldı. Bu kanun suçun oluşmasında (1) tehdit (2) şantaj unsurlarına ağırlık veren bir kanundur.
Şimdilerde Mevduat Sigortası Fonu kapsamına alınan bankaların sorumluları ile ilgili kanuni takibat, "mafya" için çıkarılan bu kanun çerçevesinde yürütülüyor. Bunun için kanuni takibatı Devlet Güvenlik Mahkemesi yürütüyor.
Bankacılık suçu ile itham edilenler ve de el konulan bankalardan kredi alıp ödeyemeyenler, "menfaat temini için oluşturulan bir suç örgütü" üyesi olarak kanuni takibata uğruyor.
Bu gelişmeler anonim şirketlerde ve bankalarda sorumluluk üstlenenlerin de kafasını karıştırmış durumda. Acaba şirket ve banka yöneticilerinin sorumluluklarının sınırı nedir? Bunu, Ticaret Hukuku hocası Prof.Dr. Ünal Tekinalp'e sordum. İşte Hoca'dan öğrendiklerimin özeti:
(1) Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri Vergi Usul Kanunu'na göre ödenmeyen kamu borçları (vergi borçları, sigorta borçları gibi borçlar) için müteselsil olarak sorumludurlar.
Görevlerinde kusurlu davranarak şirkete verdikleri zarar dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu'na göre tazminat sorumlulukları vardır.
Fakat anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin yaptıkları görev nedeniyle iflasları istenilemez.
(2) Yeni Bankalar Kanunu ile banka yönetim kurulu üyeleri ve imza sahibi yöneticilerinin sorumluluk sınırı genişletildi. Cezaları artırıldı.
(a) Bankalar Kanunu'na göre yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler "Ticaret Kanunu'na göre" tacir olmadıkları halde, tüm mal varlıkları ile sorumlu kılındı. Haklarında iflas kararı alınabiliyor.
(b) Ceza Kanunu'nun "dolandırıcılık" maddesine "banka dolandırıcılığı" kavramı eklendi. Bu kapsamda, "tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılması amacıyla yapılan işlemler "özel dolandırıcılık" suçu olarak kabul ediliyor.
Yeni Bankalar Kanunu genelde bankacılık işlemlerinin düzenlenmesine ilişkin hükümlerden çok, bankalara el konulma ve bankacılık suçları ile suçluların cezalandırılmasına ilişkin maddeler içeriyor.
Bu çerçevede yaklaşıldığında, el konulan bankalar ve bunların sorumluları ile ilgili takibatın Yeni Bankalar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ceza Kanunu çerçevesinde yürütülmesi mümkün.
Ancak kamuoyunda uzun süredir bu konuda oluşan tepki ve daha önceki takibatların sonuçlandırılamaması karşısında bu defa mafya için çıkarılmış olan, "Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu" çerçevesinde işlem yapıldığı anlaşılıyor.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr