Nasıl ki faiz yükselince döviz ucuzluyorsa, faiz inince dövizin pahalanması da normal... Geliniz görünüz ki, son iki gündür dolar fiyatı “kâfinin de ötesinde” tırmanışa geçti. Adeta çıldırdı.
Bu “kâfinin ötesinde” tırmanışın ana nedeni döviz piyasasının sığ olması. Açık anlatımıyla, piyasada alım satım konusu döviz miktarının az olması. Piyasaya 100 milyon dolar döviz girince dolar ucuzluyor. Birileri 100 milyon dolar döviz alınca döviz fiyatı tırmanışa geçiyor.
Son günlerde ne oldu?
- Merkez Bankası faizi indirdi. Bankalar mevduat faizini indirdi.
(1) Merkez Bankası gecelik faizi yüzde 15’ten 13’e indirdi. Yabancıların çoğu TL’ye dönüştürdükleri sıcak paralarını gecelik repoda tutuyordu. Vergiden sonra yüzde 13 faizin neti enflasyon çizgisine yaklaştı. Faizin cazibesi azaldı. Kara bıyıklı ve bıyıksız yabancının sıcak parası TL’den dövize dönmeye başladı. (Özellikle Türkiye’den henüz tamamen çıkmamış “hedge fonlar”ın bu kargaşada TL’den çözüldükleri belirtiliyor.)
(2) Bono faizlerinin aşağıya inmesiyle, faiz yüksek iken bonoya yatırım yapan yabancıların elindeki kâğıtların değeri arttı. Bazı yabancılar bu kâğıtları (bonoları) satmaya ve dövize dönmeye başladı. Buna kâr realizasyonu (Allah bin bereket versin... Bu kadar kâr yeter... Biz ufak ufak kaçalım) adı veriliyor.
Bankalar faizi kısıyor
(3) Yılbaşı öncesi bankalar bilanço süslemek arayışında üç ay vadeli/bir ay vadeli mevduata yüzde 20-yüzde 25 faiz ödüyordu. Şimdilerde bu mevduatın vadeleri doluyor. Ama bankalar bu defa mevduat faizini yüzde 16’lar dolayına düşürdü. Stopaj kesintisinden sonra yüzde 13-yüzde 14 net getiri mevduat sahibine düşük geliyor.
Doların fiyatının yükseleceği beklentisini güçlendiren fiyat kıpırdamaları TL mevduattan dolara yavaş yavaş kayışı teşvik ediyor.
(4) Dış borç yükü olan bankalar ve özel sektör kuruluşları, dış borcun bir kısmını (ortalama yüzde 60- yüzde 70’lik kısmını) döndürebiliyor (borcu yenileyebiliyor). Döndürenlerin yenilemede kredinin eksik kalan bölümü için, döndüremeyenlerin borcu kapatmak için piyasadan döviz toplaması, fiyatların artmasına yol açıyor.
(5) Döviz fiyatı artarken kişiler, kurumlar, bankalar döviz satardı. Şimdi döviz fiyatının artışı satış getirmiyor. Çünkü dövizi satacak olanlar “Ben dövizi satacağım da elime geçen Türk Lirası’nı ne yapacağım?
Faiz para getirmiyor. Yatırım yapılmıyor. Kredi verecek sağlam müşteri yok. Üretim için para lazım değil. Otomobil, ev almayacağım... Türk Lirası elimde kalacağına, dövizim cebimde kalsın... nasıl olsa fiyatı artacak” havasına girdi.
Kendimiz ediyoruz...
(6) Bütün bunlara ek olarak daha başka olumsuz gelişmeler var:
- Dışarısı karışık. Dışarıdan devamlı kötü haberler geliyor. Krizin dibine ulaşılamadığı söyleniyor. Bundan Türkiye’de olumsuz etkilenir.
- Euro/Dolar paritesi doların fiyatını artıracak yönde gelişiyor.
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti IMF ile bir türlü anlaşamıyor. IMF anlaşmasının gecikmesi ülkenin bilinenler dışında ciddi sorunlarının olabileceği, anlaşamama olasılığının bulunduğu tartışmalarına yol açıyor.
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Gazze olaylarından sonra neredeyse Batı’ya “cihat açacak” politika içine girdi. Bu devlet politikası kemikleşirse, Türkiye Batı’dan uzaklaşır. Bu ise Türkiye riskinin artması demektir. Riski artan bir piyasadan para kaçar. Yeni para girişi yavaşlar.