Ülkenin cari açığı (döviz açığı) büyüdükçe, bu açığı kapatmak için ülkeye borç verecek olanlar ülkenin "hesap bilmeden, el kesesinden hovardalığa başladığını görerek" korkmaya başlar. Borç vermekten çekinir. İşte o zaman da ülkenin başı derde girer. Cari işlemler (döviz) açığı, belli bir dönemdeki olağan döviz gelirleri ile olağan döviz giderleri arasındaki açıktır. Olağan döviz gelirleri ihracat, turist geliri, işçi geliri gibi gelirler; olağan döviz giderleri ithalat harcaması, faiz gideri gibi giderlerdir.Bizim ihracat ve turizm geliri gibi döviz gelirlerimiz artıyor ama, ithalatımız daha çok arttığından döviz giderimiz büyüyor. Cari işlemler (döviz) açığı tırmanışa geçiyor.İthalat artışında tüketim malı ithalatının payı önemli ama, bizde esas olan yatırım malı ve ara malı ithalatıdır. Bizde ekonominin dinamiği ve motoru ithalattır. Üretim arttıkça, ithalat artar. İthalat arttıkça, ekonomi canlanır. İthalat arttıkça, döviz açığı büyür. Cari işlemler açığının büyümesi, el kesesinden hovardalık yapmakta ölçüyü kaçırdığımızın göstergesidir. Bu yıl cari işlemler açığının 10 milyar doları aşacağı anlaşılıyor. Bunun anlamı, 2004te, başkalarının kesesinden 10 milyar doları "ham hum şaralop edip", yeyip bitireceğimiz demektir.Bir yılda (kendimize ait olmayan parayı) başkalarının 10 milyar dolarını yeyip bitirmek iyi de (yediğimiz hurmalar daha sonra midemizi tırmalayacağından), bunun yarını, öbür günü kötü. Cari işlemler, (1) yabancı sermaye yatırım (2) portföy yatırımı (3) kredi şeklinde ülkeye girecek yabancı parayla (döviz) kapatılır. Bu paralar, yurtdışındaki insanların tasarrufudur.Bizde yabancı sermaye yatırımı girişi az. Döviz açığı genelde krediyle ve portföy yatırımıyla (tahvil, bono, hisse senedi yatırımı) kapatılıyor. Cari işlemler açığını kapatmak için giren para Türkiyenin dış borç rakamını büyütüyor. Hem ödeyeceğimiz faiz hem ödeyeceğimiz borç miktarı artıyor. Cari işlemler açığı büyüdükçe, dış borç rakamı şiştikçe yabancılar, "Bu ülke bu paraların faizini de, kendisini de ödeyemez" diyerek para musluğunu kapatıyor. İşte o zaman da ülkede kriz çıkıyor. Bundan önce böyle oldu...Bu nedenle, şu günlerde bazı iktisatçılar "Başımıza yeni bir bela gelmesin" diyerek uyarıda bulunuyor. Bazı iktisatçılar da, "Bize bi şey olmaz abicim" diyerek, "Oğlum Ahmet, yoluna devam et" türküsü çağırıyor. Kimse ülkenin kötülüğünü istemez. Ama yılda 10 milyar dolar döviz açığını bu ülke "hazmedemez". Neyin ne olacağını göreceğiz de... İnşallah halkın canı gene yanmaz... guras@milliyet.com.tr Cari açık (döviz açığı) el kesesinden hovardalık demektir. Cari açık (döviz açığı) yıl içinde mutlaka başkalarından (yurtdışından) para bulunarak kapatılır. Ama o yıl hovardalık için harcanan para, ülkenin dış borcunu büyütür.