Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen yılın ilk 6 ayında cari açık (döviz açığı) 44.7 milyar dolar idi. Bu yılın ilk 6 ayında 13.7 milyar dolar küçüldü. 31.0 milyar dolar oldu.

Cari açık nedir, Nasıl oluşur?

Cari açık olağan döviz geliri ile olağan döviz gideri arasındaki farktır. Olağan döviz gelirlerinin en önemlisi ihracat geliridir. Ondan sonra turizm geliri gelir. Olağan döviz giderlerinin en önemlisi ithalat gideridir. Ondan sonra diğer döviz giderleri gelir. Bizde cari açığı (döviz açığını oluşturan ana kalem ithalat ile ihracat arasındaki farktır. (Buna 'Dış Ticaret Açığı' diyoruz.)

Neden büyüdü, 2012’de birden nasıl küçüldü?

2012 yılının ilk 6 ayında geçen yıla göre ihracat gelirleri 10.1 milyar dolar arttı. İthalat giderleri 1.9 milyar dolar azaldı. Dış Ticaret Açığı (mal dengesi) 12.0 milyar dolar küçüldü. İşte bu 12 milyar dolarlık küçülmenin rüzgarında cari açık (döviz açığı) da geçen yılın aynı dönemine göre 13.7 milyar dolar daha düşük gerçekleşti.

Açık nasıl kapatıldı?

Cari açık yurt dışından döviz girişi ile kapatılır. Yurtdışından pek çok değişik yoldan ülkeye döviz girer:
Yabancılar yatırım yapmak için, daha önceki yaptıkları yatırımlara destek vermek için, arsa almak için döviz getirir. Buna 'Doğrudan Yabancı Sermaye' girişi denilir. Yılın ilk 6 ayında bu yoldan ülkeye 5.7 milyar dolar girdi. (Geçen yılın aynı döneminde 5.4 milyar dolar girmişti.)
Yabancılar bono, hisse senedi satın almak için ülkeye para getirir. Bu tür yatırımlara 'Portföy Yatırımı' denilir. Bu yoldan yılın ilk 6 ayında ülkeye 10.5 milyar dolar girdi. (Geçen yılın aynı döneminde 17.1 milyar dolar girmişti.)

Türkiye’deki bankalar ve şirketler yurt dışından borçlanır. Bu şekilde bulunan dövize 'Dış Kredi' adı verilir. Yılın ilk 6 ayında ülkeye net kredi girişi 19.2 milyar dolar oldu. (Geçen yıl aynı dönemde ülkeye 24.9 milyar dolar kredi girişi olmuştu.)

Bir de nereden geldiği belli olmayan döviz var. Yılın ilk 6 ayında ülkeye nereden geldiği belli olmayan 3.1 milyar dolar girdi (Geçen yıl aynı dönemde giriş 8.1 milyar dolar idi.)

Toplam olarak geçen yılın ilk yarısında değişik yollardan ülkeye 55.5 milyar dolar girmiş iken bu yıl 38.5 milyar dolar giriş oldu.

İlk 6 aylık cari açık 31 milyar dolar iken 38.5 milyar dolar girince, giren dövizin artan kısmı, 7.5 milyar doları ülkenin döviz rezervine eklendi. (Geçen yılın aynı döneminde döviz rezervine eklenen miktar 10.8 milyar dolar idi.)

Burada bir noktayı hatırlatmakta yarar var... Ülkeye döviz açığından (döviz talebinden) fazla döviz girişi olunca, piyasada dövizin kıtlığı hissedilmez, arz talebi aştığı için döviz fiyatı yükselmez, hatta ucuzlar.

Haberin Devamı

Cari açık küçülüyor ama unutmayalım bunun bir faturası var


‘Cari açığı’ neden küçültmek istiyoruz?

Cari açık (döviz açığı) el parası ile düğün bayram etmektir. Başkalarının tasarruflarını, borçlanarak yiyip bitirmektir. Kazandığından-gelirinden fazla harcamaktır.
Bizim cari açığımız, geçen yılın bütününde milli gelirimizin yüzde 10’una ulaştı. Bu dünya ölçüsünde çok yüksek bir açık olduğundan hükümet açığı küçültmek için tedbirler aldı.
Yüksek cari açık ülkenin riskli ülke olduğunu gösterir. Cari açığı yüksek ülkeye yabancılar ilgi göstermekten çekinir. Bu ülkeler daha yüksek faiz ve daha kısa vade ile borçlanır.

Cari açık seviyesi nasıl küçültülür?

Cari açığı Dış Ticaret Açığı büyüttüğüne göre “Ani tesir - Kesin netice” alacak tedbir döviz kurunu yükseltmektir.
Döviz kuru yükseltilir ise (Sadece bir ay, bir yıl yükseltmek işe yaramaz) ve de döviz kurunun yüksek tutulmasına dayalı uzun vadeli bir ekonomi politikası benimsenir ise ülkede ihracata yönelik, ithal ikamesine yönelik üretim artar.
İthalat harcamaları giderek azalır. Sonunda cari açık (döviz açığı) hazmedilebilir boyuta iner.
Fakat hükümetler bu tür politikaları uygulamaktan çekinir.
Çünkü döviz kurunu yükseltmeye dönük politikalar ilk aşamada, enflasyonu yükseltir, döviz borçlusu özel sektör firmalarını sarsar.
Hükümet geçen yılın ortalarında cari açığı küçültmek için büyümeyi yavaşlatmayı göze alarak talebi frenleyici tedbirler uygulamaya koydu.
Cari açıktaki olumlu gelişeler Hükümet’in politikalarının başarıya ulaştığını ve cari açığın küçülmeye başladığını ortaya koyuyor.

Küçülme kalıcı mı?

Cari açıktaki olumlu gelişmelere bakarak, “Artık cari açık sorunu çözüldü” diyebilir miyiz? Acaba bu iyileşme kalıcı bir iyileşme mi?

Cari açıkta iyileşmenin faturasını unutmayın

Cari açıkta iyileşmeye sevinirken, bu iyileşmenin bir faturası olduğunu unutmamak gerekir:
- Cari açıktaki iyileşme büyümeden fedakarlık ile gerçekleşiyor. Ortalama yüzde 7 büyüme hedefini benimseyen Türkiye bu yıl yüzde 4 ve belki de yüzde 4’ün altında bir büyümeye razı olacak.
- Türkiye’de vergi gelirlerinin büyük bölümü KDV-ÖTV gibi dolaylı vergiler. Üretim ve tüketim daralınca Maliye vergi toplayamıyor. Bunun sonucunda bütçe açığı büyüyor. Maliye açığı kapatmak için borçlanıyor. Borçlanınca da bütçenin faiz yükü büyüyor.
- Talepteki daralma ülke genelinde üreticiyi etkiliyor. Üretime dönük yatırımlar yavaşlıyor.
- İşte bunun içindir ki cari açıktaki küçülmenin getirisi ile bu getirinin ekonomide ortaya çıkardığı olumsuz sonuçların götürüsünü birlikte değerlendirmek gerekir.
- Eğer iyileşme kalıcı ise faturaya bakılmaz. Ama iyileşme geçici ise faturanın büyüklüğü önem taşır.

Cari açıktaki küçülmenin kalıcı olabilmesi için üretimde ve talepte yapısal değişimin gerçekleşmesi gerekir. Üretim ucuz döviz girdisine dayalı üretimden, katma değeri yüksek ihracata dönük, (gümrük koruması-miktar kısıtlaması olmadan) ithal ikamesi sağlayacak bir yapıya kavuşursa, ihracat talebi artar, ithalat talebi geriler.
Halbuki bizde uygulanan tedbirler iç talebi kısıcı tedbirler. Bu tedbirler üretimde yapıyı değiştirmedi. Tersine kötüleştirdi.
Talep üzerindeki baskı kalkınca hem üretimin hem tüketicinin ithalat talebi artacak.
İthalattaki büyüme sonucu cari açıktaki iyileşme tersine dönecek.
Önümüzde seçim dönemi var. İş alemi şimdiden talepteki daralmadan şikayete başladı. Yakında hükümet ayağını frenden çekmek zorunda olacak.