Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Filiz Abla ile Ferit Abi'ye de ki, "Sağlık meslek lisesi mezunu Şaban Yatmaz 1997'den beri iş arıyor de... Ama unutma bunu mutlaka de!.."
Niğde Valiliği önünde kolumu yakalayan genç adam, döndü dolaştı, "Unutma ha!.." diyerek derdini tekrarladı durdu.
Niğdeliler, "Rahmetli Ayhan Şahenk okul yaptı, kütüphane yaptı, burs verdi... Ama fabrika kuramadan öldü... Çocukları Filiz ve Ferit Şahenk'in Niğde'ye bir fabrika kurmalarını bekliyoruz" diyor.
Niğde'nin iki ürünü var: Elma ve patates.
Avukat Uğur Karaca diyor ki, "Eskiden bir sandık Niğde elması 1 sarı lira (altın) edermiş. Şimdi 5 milyon liraya alıcısı yok. Çünkü dejenere oldu. Yenecek durumda değil. Buna karşılık İtalyanlar Niğde'ye geldi. Binlerle dönüm araziye bodur elma fidanları dikti, onların yetiştirdiği elmanın sandığı yarım sarı lira ediyor. Tamamını da dışarıya satıyorlar."
Eyüp Göktaş diyor ki, "18 dönümde 600 elma ağacım vardı. 100'ünü çocuklar için bıraktım. 500'ünü söktüm. Patates ekiyorum."
Değirmenli'den Sedat Alkay diyor ki, "7 dönümde 100 ağaçtan aldığım elmayı 3 milyar liraya sattım. 1.5 milyar borca gitti. Elmanın ilacı pahalı. Kendi para etmiyor."
Patates ekenler ise ihracat olmadığından fiyatların düşmesinden yakınıyor. Celalettin Önder diyor ki, "40 dönümden 150 ton patates aldım. Ama mazot ve gübre param olmadığından daha dikimde bir bölümünün kilosunu 80 - 90 bin liradan tüccara sattım. Şimdilerde tarlada patates 160 bin lira. 120 bine kadar satılan da var. Ben kalan ürünü depolayacağım. Fiyatın 250 - 300 bin liraya çıkmasını bekleyeceğim. Aksi halde zarar ederim."
Dün Niğde'nin pazarı idi. Pazar yerinde patatesin kilosu 250 bin liradan satılıyordu. Asım Toros, "Artık patates ve elma Niğde'yi beslemiyor. Niğde için başka ekonomik faaliyet konuları bulmak gerek" diyor.
Niğdeliler üniversitenin yönetiminin Niğde insanı ve Niğde'nin sorunları ile ilgilenmemesinden yakınıyor ama öğrencilerin ekonomiye canlılık getirdiğini söylüyorlar.
Şehrin ortasından geçen "Bor Caddesi"ne Niğdeliler "Mecburiyet Caddesi" adını vermiş. Dün pazar olmasına rağmen cadde tenha idi. Niğdeliler, "Okullar açılsa da cadde hareketlense, cadde üzerindeki dükkânlar iş yapsa" diyerek bekleşiyor.
Hakan Sürmeli, "9 Eylül Üniversitesi" mezunu öğretmen. Ordu'dan Niğde'ye tayin olmuş. "Ev kirası 250 milyon lira... Evi döşemek için birkaç eşya almak lazım. 560 milyon lira maaşla bunları yapmak çok zor" diyor. "Evli misiniz?" diye soruyorum. "Nasıl evlenebilirim?" diyor. "Bir öğretmen hanım ile evlenilemez mi?" diye sorunca da, emekli hâkim Muzaffer Sayın söze giriyor, "Benim oğlum öğretmen. Öğretmen bir hanım ile yeni evlendi. Oğlumu Ereğli'ye, gelinimi Mardin'e atadılar" diye yakınıyor.

Hayvancılık da ölmüş
Niğde'de hayvancılık da ölmüş. Şaban Yatman, "Artık 3 inek ile 50 koyun ile hayvancılık yapılmıyor" diyor. Naci Çace ve arkadaşları Dikilitaş'ta kooperatif kurarak 200 ithal inek satın almışlar. Naci Çace'nin 15 süt ineği var. Bir inek yılda 4 ton süt veriyor. Bunun satış fiyatı 1 milyar 300 milyon lira. Naci Çace, "Veteriner parası, ilaç parası, yem parası derken sütten aldığım para gidiyor" diyor.
"Bu Niğde'de hiç de mi iyi bir şey yok. Allah aşkına biraz da iyi şeylerden söz edin" diyecek oldum. "Var... Var..." dediler. "Ferteklilerin hepsi okur. Ama hiçbiri Niğde'de kalmaz... Koyunluların hepsi mobilyacıdır. Onların da hiçbiri Niğde'de kalmaz. Cebi para gören Niğdeli hemen Niğde'den göç eder..."
Bu anlatımın neresinin "iyi" olduğunu bir türlü anlayamadım!