Çiftçi, tarlada üretim yaparken sanayi sektöründe üretilen girdileri (traktörü, pulluğu, gübreyi, ilacı, yemi) kullanıyor. Bunlara para ödüyor. Daha sonra da çıktı (sebze, pamuk, et, süt) olarak elde ettiği tarımsal ürünü satıyor.
Çiftçinin üretim girdisi olarak kullandığı sanayi mallarının fiyatlarındaki artış ile çiftçinin elde ettiği ürünün satış fiyatındaki artış birbirine eşit ise, çiftçinin durumu değişmez.
Ama çiftçinin üretiminde kullandığı sanayi girdilerinin fiyatları, tarım ürünlerinin satış fiyatından daha fazla artar ise, çiftçi üretim yaptıkça fakirleşir. Tarım sektöründen sanayi sektörüne kaynak transferi başlar. Sanayi kesiminin büyümesini çiftçiler finanse etmeye başlar.
Acaba bizim çiftçilerimizin durumu nedir? Acaba bizim çiftçimiz şimdilerde üretimde kullandığı sanayi girdilerine 100 öderken, elde ettiği tarım ürününü (sebzeyi, buğdayı, eti, sütü) kaça satabilmektedir?
Ürün ucuzladı
İşte bunu belirlemek için İzmir Ticaret Odası bir araştırma yaptırdı. "Türkiye'de Tarım Sektörüne Yüklenen Fonksiyonlar ve İç Ticaret Hadlerinin Gelişimi" başlığını taşıyan araştırmada tarım üretiminde önem taşıyan 6 önemli sanayi ürünün ve asgari ücretin yıllar itibariyle değişimi belirlendi. Önemli girdiler şunlar: Gübre (DAP TL / Kg), mazot (TL / lt), tohumluk (2. Grup ekmeklik buğday), ilaç (Labaycid), traktör (Massey Ferguson TL / adet), sulama (3. Grup pamuk TL / Da.) ve asgari ücret (Tarım işçisi TL / Gün). Bunlar araştırmacılarca belirlenen sanayi girdisi fiyatları. Çiftçinin ürün satışı karşılığı eline geçen fiyatları ise DİE belirliyor.
Araştırmacılar girdi fiyatları ile çıktı fiyatlarını yıllar itibariyle sıraya dizerek çiftçinin girdiye 100 öderken, ürününü kaça sattığını belirledi. İşte netice: Araştırmanın başlangıç yılı olan 1994 yılından 2000 yılına kadarki dönemde sanayi girdisi ile tarım çıktısı fiyatları arasında az - çok denge var... Ama 2000 yılından sonra çiftçi sanayi girdisine daha çok öderken tarım ürününü daha ucuza satıyor. Sanayie giderek daha fazla para aktarıyor.
Satınalma gücü düştü
1994 yılı esas alınarak yapılan değerlemeye göre, 2002 yılı sonunda çiftçinin satın alma gücü, tarla bitkileri üreticisi için yüzde 35, sebze üreticisi için yüzde 25, meyve üreticisi için yüzde 24, et hayvanı üreticisi için yüzde 26, süt hayvanı üreticisi için yüzde 43 oranında gerilemiş durumda. Buna göre çiftçilerin satın alma gücünün ortalama yüzde 26.7 oranında azaldığı görülüyor.
Araştırmayı yaptıran İzmir Ticaret Borsası Başkanı Tuğrul Yemişçi diyor ki: "Tarım sektörü barındırdığı gizli işsizler sayesinde toplumsal patlamayı engelleyen bir sigorta niteliğine sahip... Ama bu sektör çöküyor. Giderek fakirleşiyor... Kimse olan biten ile ilgilenmiyor..."
Tarla ürünleri | Sebze | Meyve | Süt hayvanları | Et hayvanları | |
1994 | 100 | 100 | 100 | 100 | 100 |
1995 | 108 | 99 | 87 | 114 | 106 |
1996 | 105 | 79 | 117 | 103 | 102 |
1997 | 102 | 100 | 139 | 94 | 101 |
1998 | 119 | 133 | 151 | 113 | 102 |
1999 | 90 | 99 | 123 | 109 | 91 |
2000 | 87 | 97 | 124 | 104 | 100 |
2001 | 65 | 72 | 84 | 67 | 72 |
2002 | 65 | 75 | 76 | 57 | 74 |
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025