Olayların içinden Koskoca Koç topluluğu bile ülkedeki bazı fabrikalarını yabancılara sattıktan sonra... Gitti Çin'de Arçelik fabrikası kurdu.Gelmek istemeyene "Neden gelmiyorsun?", gidene "Neden gidiyorsun?" diyemeyiz. Ama düşünmek zorundayız: "Yabancılar neden fabrika kurmaya gelmiyor? Türkler neden yurtiçindeki fabrikalarını yabancılara satarak yurtdışında fabrika yapıyor?"Kabaca cevaplayalım: Demek ki, yurtiçinde yeni fabrika kurmak yabancılar için cazip değil. Demek ki, yurtiçindeki fabrikaları işletmek Türkler için cazip değil. Demek ki, Türkler paraları olmadığı için, fabrika kurmaktan hoşlanmadıkları için değil daha başka nedenlerle Türkiye'de fabrika kurmuyorlar. Yabancıların Türkiye'ye gelerek fabrika kurmalarını (sıfırdan yabancı sermaye yatırımı) istiyoruz. Yabancılar fabrika kurmak için gelmiyor. Yabancıların kurmadığı fabrikaları Türklerin kurmasını istiyoruz, bekliyoruz. Türkler fabrikalarını yabancılara satıyor. Çin'e fabrika kurmaya gidiyor. Genelde Türkler Türkiye'nin fakir yöreleri yerine fabrikalarını İstanbul, İzmir gibi yaşam şartları iyi şehirlerde kurmazlar mı? Belki de şimdilerde yaşam şartları daha iyi diyerek başka ülkelere kayıyorlar...Ama bakıyoruz, Türklerin yatırım yapmak için gittikleri ülkelerdeki yaşam şartları bizimkinden kötü. En iyisi Çin... Türkler Mısır'da, Bulgaristan'da, Romanya'da, Kazakistan'da, Azerbaycan'da fabrika kuruyor...Acaba Türkiye'de işçilik çok çok pahalı da Türkler onun için mi Türkiye'de fabrika kurmuyor? İşçisi ucuz yerlere akıyor? İşçiye ödenen ücret yaratılan katma değerin sadece bir bölümünü teşkil eder. İşçilik önemlidir ama, günümüzde küresel piyasalarda talebi olan yüksek katma değerli ürünlerde işçiliğin payı (genelde) çok düşüktür. Yabancısı da yerlisi de kaçıyor Bir değerleme yapalım: Yabancısı da Türkü de Türkiye'de fabrika kurmadan önce, üreteceği malı kime ne kadar satabileceğine bakar. Türkiye'de nüfus çok ama kişi başı gelir çok düşük. İç pazar için ekonomik ölçekte yatırım ve üretim yapmak para kazandırmaz. Türkiye'de bundan sonra yapılacak üretimin dış pazarı hedef alması şarttır.Dış pazar, ihracat demektir. Türkiye'deki üretim önce dünya kalitesinde olacak, sonra dünya fiyatıyla satılacak. Ürünün dünya fiyatıyla satılabilmesi için girdilerin dünya fiyatında olması gerekir.Son beş yıldır Türkiye'de uygulanan yüksek faiz ve ucuz döviz politikası, ihracatı değil, ithalatı teşvik etmektir. Zaten küçük olan iç pazarda ithal ürünler hâkim olmakta, dış pazara düzenli ve sürdürülebilir şekilde çıkma imkânı yok olmaktadır.Yatırım üretim ne büyüklükte olursa olsun, Türkiye'de yatırım ve üretime soyunacak yabancı ve yerli yatırımcı önünü görememekte, riskinin büyüklüğünü tahmin edememektedir. İşte bu belirsizlikten "Yabancılar fabrika kurmaya gelmiyor, Türkler fabrika kurmak için başka ülkelere gidiyor." Bu hatalı politikayı düzeltelim. Üretim artışına, ihracatına dönük, yatırım ve üretime dayalı yeni bir ekonomi programı hazırlayalım. guras@milliyet.com.tr Ucuz döviz, üretimi caydırıyor