Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hükümet teknisyenlerden oluşmaz. Politikacılardan oluşur. Politikacı her sorunun nedenini ve çözümünü bilemez. Teknisyenlerin hükümete ve politikacılara yol göstermesi, sorunların nedenini anlatması, çözüm önerileri getirmesi gerekir.
Devlet Planlama Teşkilatı, Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı teşkilatlarında bu görev ve sorumluluğu taşıyan uzmanlar vardır. Bu uzmanlar çözüm için alternatif tedbirler önerir. Hükümet bu tedbirler içinden seçim yapar. Siyasi sorumluluğunu ve riski üzerine alarak uygular.
Devlet Planlama Teşkilatı, Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı bugünlerde hükümete hangi alternatif politika önerileri sunuyor, bilemiyorum.
Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışsa idim, hükümete alternatif politika tedbiri olarak acaba ben neler önerirdim diyerek düşündüm. Şöyle bir liste yaptım:

1- 20 Mart 2001 tarihinde halka satılmak üzere piyasaya yıllık yüzde 300 faizli, üç ay vadeli bono çıkarınız. Halka her 100 lirasına karşılık 3 ay sonra 175 lira ödemek vaadi ile bono satınız. Halkın cebindeki Türk lirasını toplayınız derdim.
2- 25 Mart 2001 tarihinden itibaren Merkez Bankası’nın ABD dolarını 800 bin lira ile 850 bin lira bandı arasında tutmaya başlayacağının açıklanmasını önerirdim.
3- Ziraat, Halk ve Emlak bankalarını yaşatacak parayı bulmanın güçlüğünün ve de içeriye akıtılacak paranın buhar olup gideceğinin bilincinde "ani tesir, kati netice" formülü olarak, bu üç bankanın mevduat toplama yetkisini hemen kaldırınız. Bu bankalardaki mevduatın sistem içindeki diğer bankalara transferini sağlayacak parasal desteği veriniz derdim.
4- Ziraat Bankası’nın tarım kredileri portföyünün "Tarım Kredi Kooperatifleri"ne, Halk Bankası’nın KOBi ve esnaf kredileri portföyünün "Esnaf Kefalet Kooperatifleri"ne, Ziraat Bankası’nın kamu işlemleriyle ilgili sorumluluklarının Maliye saymanlıklarına devredilmesini, bu üç bankanın alacak ve varlıklarının tasfiyeye tabi tutulmasını önerirdim.
5- Fona devredilen 13 banka için Bankalar Kanunu’nun 16’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasının uygulanması, güvence altındaki mevduatın ödenmesi şartıyla bankaların doğrudan iflasının daha doğru olacağını anlatırdım.
6- Banka sahiplerinin, içi boşalmış bankaları Fon’un kucağına atarak bankaları ile ilgili tüm yükümlülüklerden kurtulmalarına imkan veren bugünkü sistemin "banka batırmayı teşvik ettiğinin bilincinde", bankasını batıranların yurtiçindeki ve dışındaki tüm varlıklarıyla sorumlu olmalarını sağlayacak tedbirlerin alınmasını tavsiye ederdim.
7- Acil tedbirlerin uygulanmasındaki gecikmenin halkın ödeyeceği faturayı büyütmemesi için Merkez Bankası’nın, Hazine’nin, Bankalar Üst Kurulu’nun daha fazla "sallanmadan", harekete geçmelerinin önemini belirtirdim.

Ben bunları yazar, "alternatif politika önerisi" olarak yetkililere sunardım... Daha sonrası onlara kalırdı. Onlar, diğer alternatif politika önerilerini de değerlendirir, akıllarının yattığını uygulamaya koyardı.