Yeni Şafak başyazarı Ahmet Taşgetiren "İmaj kırılması" başlıklı yazısında, yapılan yanlışlar nedeni ile, "AKP’nin başarılı olmasını isteyenlerin yüreğinde, endişe kıpırtıları oluştu. Bu uyarı dikkate alınmalıdır" diyor.
AKP hükümeti, koltuğa oturur oturmaz "dağıtmaya" başladı. İleride toparlamak da AKP’nin işi olacak. Dağıtmak kolaydır ama, toparlamak çok zordur. Kısa sürede dağıtmak mümkün olur. Toparlama çok uzun süre alır. Vergi tabanını genişletmeyi ve vergi gelirini artırmayı hedef alan "mali milat" ve "nereden buldun?" uygulamasından vazgeçildi. Ardından vergi affı gündeme geldi. Bunun anlamı, 2003 yılında vergi gelirlerinde artış sağlanamayacağı, tersine vergi gelirlerinin büyük ölçüde azalacağıdır.
AKP hükümeti, bir taraftan vergi gelirlerinin azalmasına yol açacak kanun değişiklikleri yaparken, öte taraftan harcamaları artırmaktadır.
Harcamalar artarken vergi gelirlerinin azalması, bütçe açığını büyütür. Bütçe açığını kapatılamaz boyuta getirir. Bu yola giren AKP hükümetinin 2002 yılında bütçe açığının ne güçlüklerle ve nasıl kapatıldığından haberi olmadığı anlaşılıyor.
Hazine Müsteşarlığı dün 2002 yılı Ocak/Aralık döneminde Hazine nakit gerçekleşmesine ilişkin rakamları açıkladı. Hazine bir yerden para bulmadan ödeme yapamaz. Nakit paranın ana kaynağı vergi gelirleri çok az bir kısmı da vergi dışı kamu gelirleridir. 2002 yılında Hazine’nin nakit gelirleri 69 katrilyon lira iken, giderleri 101 katrilyon lira olarak gerçekleşti. Bunun sonucu Hazine 31.9 katrilyon lira nakit açığı ile karşı karşıya kaldı. Bu para bir yerlerden bulunamasa idi, Hazine iflas edecekti. Hazine bonoları ödedi, tekrar bono satarak borçlandı ve içeriden net olarak 17.9 katrilyon lira borç buldu. Ama bu para açığı kapamaya yetmedi.
Hazine IMF sayesinde yurtdışından borçlanmaya gitti. Yurtdışından 15.5 katrilyon lira karşılığı döviz kredisi bulundu. Bu, Türk lirasına çevrildi. Hazine’nin nakit açığı kapatıldı. Şimdi AKP hükümeti "dağıtma" havasına girdi. Bütçenin vergi gelirini azaltıp, harcamalarını artırarak, bütçe açığını büyütüyor. Demek ki, 2003 yılında Hazine nakit açığı, 2002 yılının çok çok üzerine çıkacak. Bu açığı kapatmanın iki yolu var. İç borç veya dış borç artırılacak.
Halbuki, ekonominin bir numaralı sorunu, mevcut büyüklüğüyle iç borcu çevirememek. Bu büyüklüğü ile çeviremediğimiz iç borcu, daha da büyütürsek, nasıl çevireceğiz? Demek ki, iç borçlanmada ümit yok. Gelelim dış borca. 2002 yılında IMF sayesinde dışarıdan bolca dış kredi bulduk. AKP hükümetinin IMF politikalarına ters uygulamaları karşısında, 2003 yılında IMF’den açığın kapatılmasına yardımcı olmasını, dışarıdan bolca kredisi bulunmasını beklemek hayaldir.
AKP yönetimi eğer bir seçim dönemi iktidarda kalmayı düşünüyorsa, iktidar dönemini tehlikeye sokacak, iktidar döneminde ekonominin çıkmaza sürüklenmesine yol açacak uygulamalardan sakınmak zorundadır.