Defterdar, Denizcilik İşletmeleri'nin 199 yolcu taşıyan küçük bir gemisi. Şimdilerde İstanbul Boğazı'nda Sarıyer ile Anadolu Kavağı arasında gidip geliyor. İstanbul'da yaşıyorsanız veya yolunuz İstanbul'a düşer ise, çoluk çocuk bu gemi ile bir Boğaz sefası yapınız... 1985 yılında inşa edilen, 27 metre uzunluğundaki bu gemi Frankfurt seferinden yakında döndü. Frankfurt makyajı ve de Avrupa görmüş mürettebatı ile şimdi "bambaşka"!..
Defterdar'ı Frankfurt'lara taşıyıp başına "kuş" konduran bir hanım var. Adı Ayşe Erkmen. Ayşe Erkmen İstanbul'da heykel eğitimi görmüş bir hanım sanatçı. Sadece heykel ile uğraşmıyor, fotoğraf, video ve de yeni bir sanat dalı olan "yerleştirme" konusunda yurtiçi ve yurtdışı etkinliklerde öne çıkmış bir sanatçı. Almanya'nın en büyük bankalarından Deutsche Bank'ın bir sanat yarışmasına katılan 12 sanatçı arasında Ayşe Erkmen'in projesi beğenildi. Ayşe Erkmen de Defterdarı alıp Frankfurt'a götürdü. Main Nehri üzerinde geçen yılın 28 Nisan'ı ile 27 Mayıs'ı arasında tarifeli olarak yolcu taşıttırdı.
Hikaye ilginç. Baştan anlatayım.
Deutsche Bank eski, büyük, zengin bir banka. Alman sanatçıların eserlerinden oluşan çok zengin bir koleksiyonu var. Almanya'nın değişik şehirlerinde galerileri var.
Gelişen ve değişen sanat anlayışı içinde banka yönetimine bundan sonra kalıcı eserlere para yatırarak depoları dolduracak yerde "geçici - geçecek" (moment) sanat olaylarına destek verme politikası benimsenmiş.
Hedef daha çok insana ulaşacak olaylarla sanatın yaygınlaştırılmasına yardımcı olmak. Ayşe Erkmen'in beğeni gören projesinin (konsepti) esası, 3 ayrı ülkenin, 3 ayrı şehrinde yolcu taşıyan 3 ayrı gemiyi, mürettebatı ile Frankfurt'a taşıyarak Main Nehri üzerinde birlikte çalışmalarını sağlamak. Dördüncü bir ülkenin, dördüncü şehrinde bu şehrin insanlarına bu gemilere binme fırsatını yaratmak.
Frankfurt şehri Main Nehri'nin iki yakasında kurulmuş. Önceleri iki yaka birbirinden bağımsız gelişmiş. Sonra köprülerle bağlanınca bütünleşmiş. Şehir içi ulaşımda yolcu gemisi, motor, sandal gibi deniz araçları kullanma ihtiyacı veya alışkanlığı olmamış... Deutsche Bank'ın merkez binası da nehrin bir kıyısında.
Ayşe Erkmen'in projesi çerçevesinde Japonya'da Kumano Nehri üzerinde çalışan Kumano No: 59 isimli nehir gemisi 3 kişilik mürettebatı ile, Venedik'te kanallarda yolcu taşıyan Tessera isimli kanal gemisi 8 mürettebatı ile ve de bizim Defterdar gemimiz 5 kişilik mürettebatı ile Frankfurt'a taşınmış.
Nehir boyu bir ana iskele, sonra da bağlı iskeleler kurulmuş. Ve de bu üç gemi, kendi mürettabatı ile bir ay boyunca tarifeli seferlerle yolcu taşımış. Bir aylık proje süresi sonunda da gemiler ülkelerine dönerek normal programları çerçevesinde çalışmayı sürdürmüş.
Şimdi sayın okuyucularımız sual eyleyecekler: İyi de bu geçici projeden kalan ne? Kalan iki ciltlik nefis bir kitap. Deutsche Bank tarafından bastırılan bu kitapta proje, gemilerin ülkelerinden Frankfurt'a nakli, Main Nehri üzerinde yolculuk, Main Nehri kıyıları, Ayşe Erkmen'in sanatçı kişiliği ve projesi anlatılıyor. Bizim Defterdar'ın gidip gelmesinden de, Ayşe Erkmen gibi bir sanatçımızın Almanya'daki bu önemli projesinden de pek haberimiz olmadı. "Shipped Ships" (Taşınan Gemiler) başlığı ile yayımlanan proje kitabında Ayşe Erkmen'in yurtdışındaki ve Almanya'daki diğer etkinlikleri, başarıları da anlatılıyor.
Yazıyı bitirirken Defterdar mürettebatına da bir selam yollayayım. Bu proje vesilesiyle öğrendim. Bizde adetmiş, her gemi bir kaptana ve onun takımına teslim edilirmiş. Onlar gemiyi sahiplenir, gece nöbetleşe gemide yatar kalkar, gemi ile yaşarmış. Hakkı Avcı kaptan ile Erol Anıl, Mustafa Aydın, Refik Ramazan Can ve Ali Kaptan'dan oluşan mürettebat Frankfurtluların sevgilisi olmuş.