Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümet koskoca Telekom'u satışa çıkarıyor. Satış şartlarını böylece açıklıyor. En yüksek fiyat verene Telekom'u vereceğim, diyor. Alıcılardan biri en yüksek fiyatı veriyor. Derken TC devletini temsil eden hükümetin Ulaştırma Bakanı, "Kimse devre dışı kalmış değil. İhale Komisyonu'nun 'Telekom'u şu aldı' yönünde bir ilanı olmadı. Daha Danıştay, Rekabet Kurumu, Telekomünikasyon Kurumu ve Bakanlar Kurulu aşamaları var. Dört zorlu kapıdan geçilecek" diyor. Telekom'u satan devlet. İhale şartnamesini hazırlayan hükümet. İhale şartnamesinde diyor ki, "Tekliflerin tamamı, alıcının vereceği fiyat üzerinden değerlendirilecek. Eğer satın alacak olan, devir sırasında peşin ödeme yapacak ise, verdiği fiyattan yüzde 5 indirim yapılacak. Vadeli ödeme yapacak ise fiyata (LİBOR+yüzde 2.5) faiz eklenecek. Ne kadara vade yapılacağı, en az ne kadar peşin ödeme yapılmasının beklendiği şartnameye yazılmamış. Bize Mülkiye'de "icap ve kabul"ün, ticaret hukukunun temelini teşkil ettiğini öğretmişlerdi. "İcap", teklif demektir. Ticari bir ilişkide bir taraf teklifini açıklar, karşı taraf teklifi kabul eder ise "hukuki anlamda akit vuku bulmuş olur. Taraflar sözlerinden dönemez. Döner ise hukuken sorumlu olur."Bırakınız ticaret hukukunu, her şeyin önünde, devlet ciddi olmaya, "verdiği sözü yerine getirmeye" mecburdur. Devlet ciddiyetini kaybeder ise, kimse devlete güvenmez. Devletin otoritesi yok olur.Benim "özelleştirme konusunda" ve de Telekom ihalesi ile ilgili farklı düşüncelerim, eleştirilerim var. Bunları yazarım... Ama devlet önceden açıkladığı (doğru-yanlış bir ihale şartnamesine göre) ihaleyi sonuçlandırmış ise, artık iş bitmiş, (iş işten geçmiş) sayfa kapanmıştır. Bu noktadan sonra geri dönüş olamaz. Ama bugüne kadar böyle şeyler oldu. Kaç ihaleden dönüldü. Kaçı iptal edildi diyeceksiniz... Bundan sonra da olabilir diyeceksiniz... İşte tehlike de burada. "Türkiye'de bunlar oluyor, olabilir" görüşü, inancı yayılır ise, kimse TC devleti ile iş yapmak istemez. Kimse TC hükümetlerinin sözüne güvenmez. Ciddi yabancı yatırımcı Türkiye'nin kapısından içeri adım atmaz. Dönüş kapısı kapalı Özelleştirme, ihale şartları konusundaki eleştiriler, itirazlar eğer ihalenin yapılmasını önleyememiş ise, eğer ihale ilan edilen şartlara göre yapılmış ise, bundan sonra yapılacak bir şey kalmamış demektir. Hele hele bu ihaleyi gerçekleştiren hükümetin bakanı, ihaleden sorumlu bakan ortalığı karıştıracak, kafaları bulandıracak açıklama yapamaz.Bu tabloyu gören ciddi alıcılar Türkiye'deki ihalelere katılamaz. Meydan çapulculara, spekülatörlere kalır.Bu yazıyı Coca Cola'nın Doğu Avrupa ülkeleri pazarından sorumlu yöneticisi Cem Kozlu'dan dinlediğim bir hikâye ile bitireceğim. Coca Cola firması yetkilileri, Yugoslavya'da eski hükümet ile bir anlaşma imzalamışlar. Bu anlaşmaya dayalı olarak Coca Cola ülkede yatırım yapmış. İç savaştan sonra yönetim değişmiş. Anlaşmaya imza koyan Yugoslavlar hapse girmiş. Cem Kozlu ve Coca Cola şirketinin üst yöneticileri, Yugoslavya'daki yatırımlarının durumunu konuşmak için yeni yönetimden randevu almışlar. Yeni yönetimin başı, kabulde, Coca Cola heyetinin sorgu sualini beklemeden "Hoş geldiniz. Neden geldiğinizi tahmin edebiliyorum. Anlaşmayı imzaladığınız hükümet üyeleri şimdi hapiste. Onlarla imzaladığımız anlaşmanın şartlarını hiç mi hiç beğenmiyorum. Ben böyle bir anlaşmaya imza atmazdım. Ama atılan imza, verilen söz bu ülke adına verilmiştir. Ülkede yönetim değişse bile devamlılık önemlidir. Devletin verdiği söz tutulur. Devletin verdiği söz bir defa tutulmaz ise güven yok olur. Bizim yabancı sermayeye ihtiyacımız var. Bu nedenle benim hükümetim beğenmese de önceki hükümetin verdiği söz geçerlidir" demiş. Hikâye bu... Bizde ne olacak? Dönüş imkânı var mı?Bizde de iş işten geçmiştir. Hükümet, devlet adına icabı yapmış, icap (teklif) kabul görmüştür. Bundan sonra geri dönüş (veya kıvırtmalar) devletin ciddiyetine yakışmaz. guras@milliyet.com.tr Şartname yanlış