Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tahtakale’de dün sabah doların fiyatı 1 milyon 610 bin liraya kadar düştü. Sonra dolar 1 milyon 621 bin liradan günü kapattı.
Geçen ekim ayında günlük fiyat değişimleri ortalamasına göre dolar fiyatı 1.655.391 lira idi. Kasım ayının ilk 12 gününde doların ortalama fiyatı 1.643.907 liraya geriledi.
Ne oldu da dolar ucuzluyor? AKP’nin yarattığı iyimser rüzgarın etkisi var ama, dolar fiyatı hep böyle aşağı rakamlarda kalabilir mi?

Doların fiyatının gerçekçi kurdan yukarıya tırmanışı ne kadar kötü ise, doların gerçekçi kurun altına inmesi de o kadar tehlikelidir.
2000 yılında doların fiyatı "çıpa"ya bağlandı. Dolar ucuz ucuz satıldı. Ucuz döviz ithalatta patlamaya ve döviz açığının büyümesine yol açtı. 2001 yılında önemli bir devalüasyon ile "dolar fiyatı yükseltilerek" fiyat düzeltmesi yapıldı.
Keşke imkan olsa da, dolar ucuz ucuz satılabilse... Ucuz dolarla ucuz ithalat yapılabilse. Doların pahalılığı neeniyle fiyatlarda artış yapmak zorunluluğu ortadan kalksa...
Halkımızın şu gerçekleri bilmesinde yarar var:
(1) Dolar fiyatı şu veya bu nedenle yükselir ise, o yüksek fiyat bağlayıcı hale gelir. Dolar fiyatı şu veya bu nedenle aşağıya inse de, bir fırsatını bulur ve de gene o çıktığı çizgiye gelir oturur.
(2) Dolar fiyatı, gerçekçi fiyatın altına şu veya bu nedenle kısa süre ile inebilir. Ama orta sürede (uzun süreye dayanamaz, orta süreye bile zor dayanır) gerçekçi çizgiye mutlaka çıkar. Kendiliğinden çıkmaz ise, para otoriteleri zorla fiyatı yükseltmek zorunda kalır.

Merkez Bankası, dolar fiyatının gerçekçi olup olmadığını "reel efektif döviz kuru endeksi" denilen bir hesaplama ile izliyor. Bu hesaplamada 1995 yılında dolar Türk lirası eşitliği "gerçekçi kur" kabul ediliyor. 1996 yılının ocak ayından itibaren her ay, Türkiye’de toptan eşya fiyatları ile tüketici fiyatlarındaki artış oranlarından, Türkiye’nin dış ticaretinde ağırlığı olan ülkelerdeki fiyat artış oranları düşülüyor. Ortaya çıkan net fiyat artış oranına göre, doların ve diğer yabancı paraların değerinin ne kadar olması gerektiği belirleniyor.
Bu yazının altında Merkez Bankası’nın "reel efektif döviz kuru endeksi"ni 2001 ve 2002 yılı sonuçlarını bulacaksınız. Toptan eşya fiyatlarına göre düzenlenen endeks, 2001 yılı başında 148.1 sayısına ulaşmış. Demek ki, Türk lirası dolara göre büyük ölçüde değerlenmiş. Dolar ucuza satılır olmuş. Bu yüzden kriz çıkmış. Düzeltmeler ile ağustos ayında Türk lirasının değeri düşürülmüş. Dolar değer kazanmış.
2002 yılına bakıyoruz. Ocak ayında endeks 130.3, nisanda 143.7 gibi tehlikeli bir gelişme var. Temmuzda dolar fiyatı düzelir gibi olmuş ama ekim ayında Türk lirası yüzde 19.2 oranında değer kazanmış. Başka anlatımla döviz fiyatları olması gereken fiyatın yüzde 19.2 gerisinde kalmış.
Kasım ayının ilk 12 gününde ortalama döviz fiyatı ekim ayı ortalamasının da altına indiğine, enflasyonda ekim ayına göre büyük değişiklikler olmadığına göre demek ki Türk lirasının değeri 19.2’nin de üzerine çıkmış durumda... Buna, "iyi diyeceğiz" ama... İyi olan ne?.. Döviz üretenin ucuz satması, döviz tüketenin ucuz döviz kullanması mı? Üreticiden yana mı olacağız? Tüketiciden yana mı?
(Bir açıklama: Ben döviz tüketicisiyim. Ucuz döviz toplayarak yurtdışındaki kızıma göndermek benim yararımadır. Ama bu ülke ekonomisi için iyi bir şey değildir.)



Açıklama: (1) Endeks 100.0 ise TL ve dolar kuru dengededir. (2) 100’den düşük endeks doların aşırı değerlendiğini gösterir. (3) 100’den yüksek endeks TL’nin değerlendiğini, dolar fiyatının düşük kaldığını gösterir. Kaynak: TC Merkez Bankası.