Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Böyle geliyor diye, bu böyle gidemez. Dolar fiyatı yakında ya "U" yaparak, ya da "V" yaparak yukarıya çıkacaktır. Fiyatın "U" yapması demek, belli bir rakamda bir süre kalarak yavaş yavaş tırmanması demektir. Fiyatın "V" yapması demek, belli bir rakamdan sonra beklenmedik biçimde tırmanışa geçmesi demektir.
Fiyatın "U" yaparak tırmanması panik yaratmaz. Normal karşılanabilir. Ama "V" şeklinde bir tırmanış moralleri bozar.
Dolar fiyatı sadece Ayşe Hanım Teyzemi ilgilendirmiyor... Sokakları süpüren Recep Efendi’yi de ilgilendiriyor. Rahmi Koç Beyefendi’yi, bankacı Ferit Şahenk Beyefendi’yi de ilgilendiriyor. Rahmi Koç Beyefendi ithalat için, ihracat için, üretim maliyetleri için dolar fiyatıyla ilgili. Ferit Şahenk Beyefendi bankasının döviz trafiği için dolar fiyatı ile ilgili. Ayşe Hanım Teyzem, elindeki üç kuruşu ile dolar alıp sakladığı için ilgili. Sokakları süpüren Recep Efendi, cebindeki 60 milyon lira ile döviz büfesinden dolar aldığı için, para harcamaya kalktığında her seferinde 2-3 dolar bozdurduğu için ilgili...

Dolar fiyatı tırmanırken bunların hepsi endişeli... Şimdi tırmanış tersine döndü... Dolar fiyatı iniyor... Gene endişe içindeler...
Fiyat çıkarken de, inerken de insanlar endişe duyar mı? Paniğe kapılır mı? Kapılırı... Çünkü bizde dolar fiyatı "istikrarın" göstergesi haline geldi. Dolar fiyatında beklenmedik yöndeki gelişmeler insanları huzursuz ediyor... "Eyvah bir şey oluyor... Eyvah bunun sonunda başımıza gene bir şeyler gelecek..." diyerek insanların huzuru kaçıyor.
Dolar fiyatının herhangi bir malın fiyatından farkı yoktur. Bir malın fiyatının ucuzlaması için üretiminin (arzının) artması gerekir.
Belli dönemlerde piyasaya talebin üzerinde mal arz edilir ise, malın fiyatı düşer. Ama bu fiyat düşmesi, piyasaya arz edilen mal tükeninceye kadar sürer. Malın fiyatının devamlı düşmesi veya aşağıda kalması, piyasaya talebin üzerinde devamlı olarak mal arzına bağlıdır.
Aynı anlatımı dolara dönüştürelim... Eğer piyasaya devamlı dolar sürme imkanı ortaya çıkar ise, dolar fiyatı da devamlı olarak düşer... Fakat şu veya bu yoldan piyasaya beklenmedik biçimde dolar çıkar ise, fiyat düşüşü bu piyasaya çıkan dolar stoku ile sınırlı kalır. Sonra fiyatlar gene tırmanışa geçer.

Kriz halkımızın moralini bozdu. İnsanların bir kısmı işini, aşını kaybetti. İşini aşını kaybetmeyenler "ya benim başıma da gelir ise" endişesine düştü. Az parası olan da çok parası olan da döviz büfesine koştu. Doları olanın satmadığı, olmayanın satın almak için çırpındığı bir ortamda fiyatlar tırmandı durdu... Bugün alanın yarın kârlı çıktığını gören, fiyatına bakmadan dolar aldı.
Şimdi ters bir gelişme içindeyiz... Az parası olan da, çok parası olan da parasının tamamını dolara bağlı tutarak beklemekten sıkıldı. Beklemeye gücü kalmadı... Stok çözüldü. Şimdi herkes stoktan satma arayışında. Fiyat çıkarken nasıl satıcı satmak istemiyor ise, şimdi inerken de alıcı az... Bu nedenle fiyat çıkarken nasıl tırmanış hızlı oldu ise, iniş de hızlı oluyor. Ama bu iniş "stok ile sınırlı"... Stoktan satış sınıra ulaşınca piyasaya akan dolar miktarı azalacak, azalacak. Sıfır olacak. Ekonomik büyüme başlamadan, ekonomi dolar üretme gücüne kavuşmadan, enflasyon aşağıya inmeden, dolar fiyatının devamlı düşmesi mümkün değil. Beklenmedik biçimde yukarıya tırmanış kadar beklenmeyen biçimde aşağıya iniş de ekonomi için, halk için iyi değil... İstikrar ve güven duygusunu yok eder. İki sivri uç da ekonomiyi sarsar... İki sivri uçtaki rakamları da ekonominin ve halkın hazmetme gücü yoktur. Önemli olan "dengede" istikrardır... Dengenin ne olduğunu halk ve gazete yazarı bilmez. Bilemez. Dengeyi bilecek ve sağlayacak olan ülkenin para politikalarının sorumluluğunu taşıyanlardır, Merkez Bankası’dır...