Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dolar fiyatı inmeye devam edecek. Merkez Bankası "fiyat tanzimi" için alıma geçmediği sürece inecek. Ta ki... Bir kötü haber çıkana kadar.
Şu günlerde dolar fiyatının inmesinin ana nedeni "iyi haberler".
Dolar fiyatları devamlı artacak, Türk lirasının değeri pul olacak, doları olan kazanacak havası ile halkımız elindeki avcundaki Türk liralarını dolara çevirmişti. Bankalar açıklarını kapadı. Varlıklı kesim, dolara dönerek paraları yurtdışına postaladı. Halk dolarları yastık altına istif etti. Dolar fiyatı (o günün şartları ile) tepeye vurdu. İyimser haberler tepeden aşağıya dönüşü başlattı. İyimserlik süresi uzadıkça gevşeme hızlandı.

Gevşeme neden hızlandı: (1) Piyasa canlanmıyor. Reel ekonominin döviz talebi yok. (2) Ucuz döviz ithalatı cazip hale getiriyor ama, içeride ithal mallarına talep yok. (3) Döviz bitecek veya döviz alımı satımı yasaklanacak gibi bir tehlike yok. (4) IMF’den döviz gelecek. IMF hiç olmaz ise 2002 yılında döviz açığını kapatma garantisini vermiş durumda. (5) Yurtdışında ve yurtiçinde bankalar dövize faiz vermiyor. (6) Buna karşılık Türk lirası ayda yüzde 4 dolayında bir getiri sağlıyor. (7) Faiz getirisine önem verenler dövizi satıp Türk lirasına dönüyor. (8) Elindekini, avcundakini dövize çevirip bir süre bekleyenlerin, beklemeye tahammülleri kalmadı. Hele döviz fiyatı her gün aşağıya indikçe yavaş yavaş dövizlerini satıp, Türk lirasına geçmeye bu para ile de erteledikleri ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. İşte gevşeme denilen şey budur.
Ayrıca unutmamak gerekir ki, bizim döviz piyasamız çok sığ bir piyasadır. Tahtakale’de, döviz büfelerinde toplam 5 milyon dolarlık döviz alımı veya satımı fiyatları çıkartıyor, indiriyor.
Piyasayı bilenler şu günlerde bankaların doğrudan veya iştirakleri yoluyla dolaylı olarak pozisyon açmaya başladıklarını, döviz birikimlerini satarak Türk lirasına geçmeye başladıklarını belirtiyor.

Bankaların döviz açığından korkmamalarının, kasalarındaki dövizi satmalarının nedenleri şöyle açıklanıyor: (1) Bankalar döviz varlıklarını içeride ve yurtdışında çok düşük faiz ile değerlendirebiliyor. Türk lirası faizi cazibesini koruyor. (2) Bankalar dövizin bitmesinden veya fiyatının artmasından korkmuyor. Çünkü reel ekonominin döviz talebi yok. Ve de IMF’den gelecek para şu veya bu şekilde sisteme girecek. Özellikle kamu bankaları yoluyla piyasaya çıkacak.
İyi de... Merkez Bankası müdahale etmez ise doların fiyatı acaba nereye kadar iner? Uzmanların söylediklerine göre çıkarken fiyatın nerede duracağı nasıl bilinmiyor ise, inerken de nereye kadar ineceğini tahmin etmeye imkan yok. Fiyat "kötü bir haber" çıkıncaya kadar inebilir. Kötü bir haber "beklentileri tersine döndürür." Ve de yeni bir tırmanışa yol açar.

Burada sorulacak soru şudur: Acaba dolar fiyatı bugün kaç lira olmalı idi? "Bakkal hesabı" dışında böyle bir rakam belirlemek zor. "Bakkal hesabı" ise şöyle yapılır: Kriz öncesi dolar 700 bin liranın altında idi. Ama Türk lirası yüzde 20 dolayında değer kazanmıştı. Bu yüzden ithalat patlamış, döviz açığı büyümüş, kriz çıkmıştı. Yüzde 20 düzeltme ile demek ki, o zamanki dolar fiyatı 850 bin lira dolayında olmalı idi. O günlerden bu yana ülkede yüzde 80 dolayında enflasyon oldu. Bindiriniz enflasyonu 850 bin liralık fiyata... "Bakkal hesabı" ile dolar fiyatının 1 milyon 550 bin lira dolayında olması gerekiyor. "Türkiye kriz yaşamasa idi, devalüasyon zorunluğu olmasa idi, her şey güllük gülistanlık devam etse idi!.." Bu şartlarda bile doların 1 milyon 550 bin liraya satılması gerekirdi. Bindiriniz bu normal fiyata kriz yükünü. Bindiriniz devalüasyon zorunluğunu... Bu tabloda doların 1 milyon 320 bin liradan satılmasının neden yanlış olduğu ortaya çıkar.