Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dolar fiyatı uzun süredir enflasyon kadar bile artmıyordu. 1 milyon 500 bin liradan, 1 milyon 600 bin liradan hatta 1 milyon 700 bin liradan dolar satın alanlar üzülüp duruyordu. Euro değer kazanmaya başlayalı beri dolar fiyatı daha da gerilemeye başladı. 1 milyon 420 bin liralara oturdu. Daha da aşağı fiyata inebileceği söyleniyor.Bu durum da doları olanlar üzülüyor. (1) Harcama ihtiyacı nedeniyle dolarını bozdurmaya mecbur kalanların eline daha düşük miktarda Türk lirası geçiyor. Bu kişiler "reel" (gerçek" anlamda zarar ediyor. (2) Tasarrufunu dolara bağlayanlar (acil olarak Türk lirasına geçmek zorunda olmamalarına rağmen) tasarruflarının eridiğini düşünüyor. "Sanal" olarak servetleri azalıyor. Halkımızın bankalardaki mevduatının yaklaşık yarısı, "yabancı paraya dönüştürülmüş tasarruf"tan oluşuyor. Yabancı paraya dönüştürülmüş tasarrufun da çok büyük bölümü dolara bağlanmış. Halkımızın cebindeki, yastık altındaki tasarrufunun, parasının büyük bölümü de dolar. Harcama ihtiyacı nedeniyle dolarlarını bozdurmaya mecbur kalanların kayıpları "iki katlı"... Önce doları ucuz fiyatla Türk lirasına çeviriyorlar. Sonra satın alacakları mal ve hizmetin fiyatı genelde "euro" ile belirlendiğinden pahalı fiyat ödüyorlar. Türkiyede fiyatlar çok hızlı bir şekilde "euro"ya bağlandı. Şimdilerde sadece ithal mallarının değil başka mal ve hizmetlerin fiyatını bile "euro" olarak belirleyenler var. Euro değer kazandıkça bu mal ve hizmetlerin Türk lirası fiyatı da artıyor. Tasarrufunu dolara bağlayanların, doların Türk lirası fiyatını izleyerek devamlı olarak servetlerinin Türk lirası değerini hesaplamaları doğaldır. Bu gibi kişiler dolar fiyatı arttıkça servetlerinin büyüdüğünü, dolar fiyatı düştükçe servet kaybına uğradıklarını düşünür. Servet kaybı hissi, insanları üzer. Paniğe uğratır. Aslında banka mevduatındaki dolar gene aynı dolardır. Cepteki dolar, yastık altındaki dolar gene aynı dolardır. Bu dolarları acil olarak Türk lirasına çevirme gereği olmadıkça "realize edilmiş - gerçekleşmiş" bir zarar, bir servet kaybı yoktur... Ama insanlar bu "sanal servet kaybını" içlerine sindiremezler. Dolar kaybettiriyor Doların değer kaybı karşısında tasarrufunu dolara bağlayanlar ne yapabilir?(1) Tasarrufunu dolara bağlayanlar panik halinde, "Kaça satarsam satayım da şu dolarlardan kurtulayım" diyerek, dolarları satabilir. Risk (fiyat kaybı) varsa, bir an önce realize ederek (gerçekleştirerek), dolardan kurtulabilir... Bizim halkımız bunu yapmıyor. Dolar fiyatının ucuz kalmasına, daha da ucuzlamasına üzülüyor ama, paniğe uğrayarak elindeki avucundaki dolarları satmıyor.(2) Bizim halkımız "Battı balık yan gider" felsefesiyle "Dubakalım nolacak?" diyerek pozisyon koruyor. "Battı balık yan gider" diyerek pozisyon koruyanlar, "eğer bir risk var ise, eğer dolar kayıp ettirecek ise, bu riski, bu kaybı bugün gerçekleştirerek üzülecek yerde", gelecekte doları bozdurma ihtiyacı doğduğunda zarara katlanmayı göze alıyor.(3) Halkımızın bir kısmı da "Düşmez kalkmaz bir dolar var" diye düşünüyor. Bunlar "Abicim sen doların bugün düştüğüne bakma... Yarın bu dolar gene şahlanır... Euro da ne oluyormuş? En büyük dolar..." diyerek kendi kendilerini teselli ediyor.Türkiyede dolar fiyatının enflasyon kadar bile artmaması bize özel bir durum ama, dünya genelinde doların değer kaybetmesi uzun süredir devam eden bir durum. İndi, çıktı 1.35 dolara 1 euro satın alınabilir oldu. Doları olan ne yapsın? Bu "uzun yolculuk" döneminde tasarrufunu dolara bağlayan halkımızdan "Dolar değer kaybediyor. Bu istasyonda ben ineyim de... Bu dolardan kurtulayım" diyenlerin sayısı çok az oldu. Türk halkı doların en rezil durumunda bile, dolarda kalmakta ısrar ederek, zararını "realize etmekten" (zararı sineye çekerek, dolardan çıkmaktan) korktu.Bu korku, belki de tasarruflarını dolara bağlayanların "hatalarını" tescil etmekten çekinmelerine bağlı.Her neyse... Gelelim "doların fazileti"ne(!)... Dolar tekrar değer kazanamaz mı? Dolar fiyatı tekrar yükselişe geçemez mi? Dolar değerlenebilir. Dolar değerlenmeden de Türkiyede dolar fiyatı yükselebilir... Ama bunun ne zaman olabileceğini kimse bilemez.Herkes pusuda bekleyiş içinde... Dünyada dolar fiyatının yükselişe geçmesi büyük olayların gerçekleşmesine bağlı. Büyük olaylar olacak ki bu olaylar euronun değerinin düşmesine, doların değer kazanmasına yol açsın. Bu durumda 1 euronun değeri belki 1.20 dolar değerine inebilir.Türkiyede doların fiyatı tabii ki euroya bağlı kalacaktır ama, dolar fiyatı, eurodan bağımsız olarak da tırmanışa geçebilir. Bu ise Türkiye içinde beklenmedik olayların dolar fiyatını tetiklemesine bağlıdır. Euroya geçiş kolay değil Gerçekçi olalım. Gerçekleri bilelim. Bugün Türkiyede bir "saadet zinciri" sayesinde (1) Döviz bol, (2) Döviz ucuz. Yıllık döviz açığımız 14 milyar dolar ulaştı. Önümüzdeki yıllarda da her yıl açığın en az bu kadar olacağı biliniyor... Ama döviz kıtlığı diye bir şey yok. Dövizden bol bir şey yok... Geliniz de şaşırmayınız... Bu bolluk nedeniyle de döviz fiyatı artmıyor... Geliniz de şaşırmayınız... Ama bu hiç de normal ve sürdürülebilir bir durum değil... Fakat uzun süredir bolluk ve ucuzluk devam ediyor... Geliniz de şaşırmayınız...Şaşırmayınız, maşırmayınız diyoruz ama bu konunun hafife alınacak yanı yok ki... Hiçbir "saadet zinciri" "ila - nihaye" kopmadan duramaz... Bu zincirin bir yerde kopması kaçınılmaz.Zincir kopunca felaket mi kopar?.. Hayır... Döviz fiyatları normal çizgiye oturur. Döviz açığı sürdürülebilir ölçüye gelir. Bunlar olurken dövizle borcu olanlar üzülür. Döviz birikimi olanlar dövizin Türk lirası karşılığı yükseleceği için sevinir...Zaten ekonomi dediğiniz şey nedir ki? "İniyor kayık... Çıkıyor kayık..." guras@milliyet.com.tr Saadet zinciri kopar