Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

(1) Tarım sektöründe ciddi sorun var. Tarımda üretim geriliyor. Çiftçinin durumu kötü.(2) Sanayi üretimindeki hızlı artışta yavaşlama başladı.(3) Gelir dağılımında bozulma devam ediyor. Alt gelir grubu daha az tüketiyor.(4) İç piyasanın "barutu tükendi, nefesi kesildi". Bu nedenle iç talep daralmaya başladı. Bu nedenle de üretimde ve gelişmede başlayan hızlı büyümede tıkanma görülüyor.(5) Bu yıl yüzde 10un üzerinde büyüme bekliyorduk. Büyümenin yüzde 8, yüzde 9 dolayında gerçekleşebileceği görülüyor. Yüzde 8 veya 9 büyüme çok iyi bir büyüme. Küçümsenecek büyüme değil ama "sürdürülebilir" bir büyüme olmadığı görülüyor. Geçen hafta sonu açıklanan milli gelir rakamları ekonomide olan biten hakkında bize önemli mesajlar veriyor. Her şeyin başı üretimdir. Milli gelir, bir dönemde (üç ayda, altı ayda, dokuz ayda, bir yılda) ülkede üretilen mal ve hizmetlerin (katma) değeridir. Üretimdeki artış, milli geliri artırır. Bir önceki döneme göre milli gelir artış oranı "kalkınma hızı"nı gösterir.Bir dönemde yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlerin parasal değerine (GSYİH) gayri safi yurt içi milli hasıla denir. Buna yurtdışındaki Türklerin dışarıda yarattığı "katma değer" eklenir. Yurtiçinde yabancıların yarattığı katma değer (bunlara "faktör" geliri denilir) düşülür. Böylece (GSMH) gayri safi milli hasıla rakamı ortaya çıkar.Bu yılın ilk 9 ayında GSYİH yüzde 8.7 oranında, GSMH yüzde 9.7 oranında büyüdü.Milli gelirin büyümesi için üretimin artması gerekir. Üretimin artması için talep olmalıdır. Talep yoksa, (üretici malını ve hizmetini satamayacaksa) üretim artamaz. Talep içeride halkın talebi (iç piyasa) ile yabancılara yapılan ihracat (dış piyasa) talebinden oluşur.İç piyasada talebin artması halkın gelirinin artmasına bağlıdır. Halkın gelirinin artması ise, üretimin artmasına bağlıdır. İşte bu nedenle "talep - üretim - gelir - talep - kalkınma" ilişkileri "yumurta - tavuk" ilişkisine benzer. Önce üretim 2004 yılının ilk 9 aylık milli gelir rakamlarının ardında bakınız neler var:(1) Tarımsal üretim yılın ilk üçer aylık 3 döneminde yüzde 77.5/3.4/-1.6 oranlarında gelişti. Dokuz aylık ortalama yüzde -1.2 gerilemeye işaret ediyor.Özellikle üçüncü üç aylık dönemde (haziran - eylül hasat döneminde) gerileme tarımda işlerin hiç de iyi olmadığını gösteriyor. Bekleyiş hasat dönemi sonunda tarımsal gelirin büyümesiydi. Bu olamadı.(2) Sanayi üretimin gelişmesinde dış talep ihracat artışı önemlidir ama, sanayi üretim artışı genelde ve büyük ölçüde iç talebe dayanır. 2004 yılında (a) Ertelenmiş tüketimdeki gevşemeye dayalı olarak dayanıklı tüketim malları ve lüks mallar talebindeki genişleme oldu. (b) Alt gelir gruplarının tüketici kredilerine ve de kredi kartlarına dayalı olarak yaptıkları harcama nedeniyle iç talep büyüdü.Yılın ilk 9 ayında toplam tüketim harcamaları yüzde 10.8 oranında arttı. Fakat giderek (a) Ertelenmiş lüks tüketimde doyuma ulaşıldığı, (b) Tüketim kredileri ve kredi kartları kullanımında limitlerin dolduğu anlaşılıyor.Yılın üçer aylık dönemlerinde özel tüketim artış oranları sırasıyla yüzde +10.6/+16.4/+6.7 oranlarında arttı. Demek ki tüketimin "nefesi" kesiliyor. Tarımda işler kötü 2004 yılında GSMH yüzde +9.7 oranında büyüdü. Ekonomide kalkınma hızlandı. Gelirimiz arttı. Toplam tüketim harcamalarında 9 ayda yüzde +10.8 oranında büyüme var. Ama halkımız gıda harcamaları 9 ayda yüzde -0.2 (binde -2) oranında azaldı.Alt gelir gruplarındaki insanlarımız ellerine para geçince önce karınlarını doyurur. Ama görüyoruz ki halkımız yılın ilk 9 ayı sonunda bir yıl önceye göre gıdaya daha az para ayırabilecek duruma düşmüş. Buna karşılık orta ve üst gelir grubunun dayanıklı tüketim harcamaları 9 ayda yüzde 46.1 oranında arttı.Orta ve üst gelir grubunun "faiz" gelirinden yararlanan grubu teşkil etmesi bu çarpıklığın temel nedenlerinden biridir."Devlet küçülsün, küçülsün" diyoruz. Devletimiz, lojmanlarını, Mercedes binek otomobili filolarını küçültemiyor ama halka hizmet için yaptığı harcamaları ve de yatırım harcamalarını devamlı kısıyor. Yılın ilk 9 ayında devletin cari harcamaları yüzde -4.8 oranında, yatırım harcamaları yüzde -10.7 oranında küçüldü. Gıdaya para yok 2004 yılının ilk 9 ayındaki büyümede özel sektör yatırım harcamalarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde +54.6 oranında artmasının ve de ithalatın milli gelire katkısının yüzde +26.5 büyümesinin etkisi var.Bizde büyüme - küçülme "mehter adımı" ile yürür. Bakınız 1994 yılından bu yana her yıl GSMHmiz nasıl büyüdü: Yüzde -6.1/+8.0/+7.1/+8.3/+3.9/-6.1/+6.3/-9.5/+7.9/+5.9...Bunlar yıllık büyüme oranları. Bu yılın başından itibaren üçer aylık büyüme oranları ise şöyle oldu: Yüzde +12.4/+14.4/+4.7...Bizde hızlı büyüme sonucu, döviz biter. Döviz fiyatı artar ve büyüme yavaşlar. Ama yıl içindeki büyümenin yavaşlaması bu defa döviz sorunundan kaynaklanmadı.Döviz bol. Döviz fiyatı bugüne kadar rastlanmamış ölçüde ucuz. O halde büyüme neden yavaşladı? Sorun, talepteki daralmadır. Dış talep, ihracat devam ediyor. Ama iç talep daralmaya başladı. (1) Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için sıkı para politikası uyguluyor. (2) Maliye iç borcu çevirebilmek için vergileri artırıyor, harcamaları kısıyor. Bu işin "kamu yanı". Bir de "öte yanı" var. Öte yanda parası olan orta ve üst gelir grubu tüketime doydu. Alt gelir grubu tüketici kredileri ve kredi kartıyla biraz açılmıştı. Sonra nefesi kesildi. İşte bu nedenle iç talepte duraklama başladı. İç talepteki duraklama üretimde ve ticarette daralmaya yol açtı.Ekonomiye yön verenler için milli gelir rakamları çok önemli göstergelerdir. Bu göstergeler iyi okunabilirse, ekonomide doğru politikaların uygulanması mümkün olabilir. guras@milliyet.com.tr Döviz yavaşlatmadı