Ocak-şubat, iki aylık Döviz (Cari İşlemler) Hesabı’na göre, döviz girişi açığı kapatamadığından, döviz rezervini bozdurmak zorunda kaldık. Rezervden yemeğe başladık.
Halbuki söylenen “ülkeye oluk oluk döviz girişi olduğu” ve bu nedenle de döviz fiyatının devamlı gerilediğidir.
Her gün finansçılar bize müjde veriyorlar: “Döviz girişi oldu... Borsaya döviz girdi. Bonoya döviz girdi. Repoya döviz girdi” diyorlar...
İyi de... Ülkeye giren dövizin bir yerlerde görünmesi gerekmez mi? Merkez Bankası’nın dün açıkladığı Döviz Hesabı’na göre, yılın ilk iki ayında (ithalatın ihracatın önünde koşması nedeniyle) 5 milyar 572 milyon dolar döviz açığı vermişiz. Buna karşılık ülkeye net döviz girişi şöyle:
- Doğrudan yabancı sermaye olarak giren döviz 652 milyon dolar.
- Portföy yatırımı olarak (hisse senedine ve bonoya/tahvile) net döviz girişi yok. Tersine, 214 milyon dolar net çıkış var.
- Kredi olarak giren döviz net 1 milyar 766 milyon dolar.
- Nereden geldiği belli olmayan döviz 2 milyar 368 milyon dolar.
Bunları topluyoruz. 4 milyar 599 milyon dolar ediyor.
Açık anlatımıyla, “Nereden geldiği belli olmayan döviz”in desteği bile açığı kapatmaya yetmiyor.
O zaman mecburen eski birikimlerden, Merkez Bankası döviz rezervinden 973 milyon dolar kullanılıyor da açık kapatılıyor.