Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Şöyle başarılı işler yaptım, böyle başarılar sağladım diyerek başarılarını anlatmak isteyenlerin sözünü Sakıp Sabancı keser... "Hikaye anlatma kardeşim" der. "Üç rakam ver yeter: Ne kadar ürettin? Ne kadar sattın? Bilançonda vergiden sonra ne kadar kar gösterdin?.."
İşte o biçim Merkez Bankası’nın başarısı da üç rakamda görülür: "Enflasyon ne kadar? Döviz kuru ne kadar? Ekonomi ne kadar büyümüş?"
Enflasyon ve döviz kuru kontrolden çıkmış, ekonomi bu yıl yüzde 6 veya 7 küçülecek. Ama Merkez Bankası çok başarılı... Olmaz, olamaz böyle bir şey...
Merkez Bankası’nın ne yaptığını veya ne yapacağını sorgulamalıyız. Çünkü başarısızlığının faturasını bu halk ödüyor. Merkez Bankası bir gazete köşesinde bir ekonomi yazarı tarafından sorgulanamaz. Ama ekonomi yazarı, gazete köşesinde tehlikeyi hatırlatma sorumluluğunu taşır.

Bu arada bir hatırlatma yapmakta yarar vardır. Merkez Bankası çalışanlarının eğitimi ve birikimi ile, örgütlenme ve çalışma şekliyle ülkenin en güçlü kurumlarından biridir. Böyle bir gücün iyi kullanılmaması büyük bir şanssızlıktır.
Kamu bankalarıyla fon bankalarının toplam banka işlemlerinin yarısına hakim duruma geldiği bir dönemde, bu avantajını kullanarak, banka sistemi ile işbirliği yaparak döviz fiyatlarının gerçek arz ve talebe göre istikrara kavuşmasını sağlayamayan, kontrolü Tahtakale’ye kaptıran Merkez Bankası şimdi de enflasyon hedeflemesi ile enflasyonu kontrol altına almak için yola çıkıyor.
Allah yardımcımız olsun...
Sayın okuyucularım, sayın halkım... Ekonomi politikalarını uygulama sorumluluğu Ankara’da iki merkezde toplandı. Biri Hazine, öbürü Merkez Bankası... Bu iki merkezin beceriksizliğinin, yanlışlarının faturasını oraların başındakiler değil, bu halk, bu ekonomi ödüyor.

Yeni bir adet çıktı... Ekonomi politikalarını uygulama sorumluluğunu taşıyan merkezler, bu merkezlerdeki kamu görevlileri üç - beş medya mensubu ve üç - beş medya kanalı ile "al gülüm - ver gülüm" ilişkisi içine girdi. Ertuğrul Özkök’ün anlatımı ile "akredite medya mensupları" dönemi başlatıldı. Şeffaf olması gereken bilgiler al gülüm - ver gülüm ilişkisi içinde "kontrollü ve sınırlı" biçimde kamuoyuna aktarılıyor. Her yanlış bir başarı imişçesine "allanarak - pullanarak" satışa sunuluyor.
Tedavi çok başarılı, ama hasta yatakta kıvranıyor. Denilebilir ki, "Bu ne acele?.. Bekleyelim... İşlerin düzelmesi için bir zamana ihtiyaç var..." Doğrudur. Bazı şeyler zamanla düzelir ama, düzelecek iş gidişinden belli olur. Testi kırılmadan tedbir almakta yarar vardır.