Şimdilerde değişik nedenlerle piyasada bol miktarda döviz var. Bankalar, şirketler, insanlar döviz satın almak istemiyor. Tam tersine ellerindeki dövizi satmaya çalışıyor. Bu nedenle döviz fiyatı olması gereken rakamın altında seyrediyor.Eğer dövize talep artar ise, döviz fiyatı da artar. Döviz talebi yavaş yavaş artar ise sorun çıkmaz. Döviz fiyatı da yavaş yavaş, hazmedilebilir ölçüde artar.Ama döviz talebi beklenmedik bir şekilde "patlar" ise o zaman fiyat artışı da hızlı olur. Bu tür hızlı artışlar kısa sürede hazmedilemediğinden bunlara ekonomik kriz adı verilir. Patatesin, domatesin fiyatı nasıl arz ve talebe göre belirleniyor ise döviz fiyatının oluşmasında da arz ve talebin rolü vardır. Piyasaya çıkan patates, domates miktarı bol, alıcı az ise fiyatlar düşer. Tersi olur, piyasaya çok az patates, domates çıkar, buna karşılık insanlar daha çok patates, domates satın almak ister ise fiyatlar yükselir. Dövize talep patlaması iki nedenle ortaya çıkar: (1) Piyasaya döviz girişinin (arzının) duraklayacağından, duracağından korkanlar piyasadan döviz satın almaya (döviz toplamaya) başlar. Bir an önce ellerindeki Türk liraları ile döviz satın almaya başlar. (2) Piyasada döviz talebinin arttığını, talep patlaması nedeniyle döviz fiyatlarının tırmanışa geçeceğini görenler dövize hücum eder. Döviz fiyatı artmadan ellerindeki Türk Liraları ile alabilecekleri kadar döviz almaya çabalar.Biz yakın zamanda bu tür döviz talebi patlamalarını yaşadık. Döviz patlamalarının neden olduğu krizlerden zarar gördük. Biz de genelde döviz talebini "sıcak para sahiplerinin" patlattığına, krize onların neden olduğuna inanırız.Sıcak para sahipleri, Türkiye'ye kısa vadeli veya vadesiz döviz gönderenlerdir. Hisse senedi ve bono satın alan yabancılardır.Döviz fiyatının yükselmesi, sıcak para sahibi yabancıların varlıklarının küçülmesine neden olacağından, döviz fiyatında yükselme tehlikesi gördüklerinde, kısa sürede Türk Lirası'ndan dövize dönmeye, dövizlerini ülkeden alıp gitmeye çalışırlar. Fiyat arz ve talebe bağlı Sadece onlar piyasadan döviz toplasa, sadece onlar dövizlerini alıp gitse ekonomi bu yükü kaldırabilir. Sorun onların davranışının ötesinde, onları gözleyen yerlilerin (bankalarımızın, şirketlerimizin ve de halkımızın) "Bak yabancılar döviz topluyor. Kaçıyor" diyerek dövize hücum etmeleri, döviz talebini "patlatmaları"dır. Bu yazının altında bundan önce 3 kriz döneminde yabancıların hangi aylarda Türkiye'den bono ve hisse senedi satarak net olarak ne kadar döviz çıkardıklarını, yıllık net döviz çıkışlarını sergileyen bir tablo var.Yabancılar hisse senedi ve tahvil satarak 1998 yılında 3.6 milyar dolar, 2000 yılında 4.6 milyar dolar, 2001 yılında 3.8 milyar dolar (giriş ve çıkış rakamları farklıdır burada net çıkış rakamından söz ediliyor) net çıkış yaptı. Bu net rakamlar hazmedilebilir döviz çıkışı olabilirdi.Ama yabancılara bakan bizim yerliler dövize hücum edince talep patladı. Talep patlaması döviz fiyatında hızlı (hazmedilemez) yükselişlere neden oldu.Bunları yazmamın nedeni şudur: "Döviz fiyatını yabancılar patlatıyor. Krizi sıcak para çıkarıyor" diyerek suçu başkalarına atmayalım. Döviz fiyatını patlatan, yabancıların talebi değil, bizim Türk Lirası'ndan dövize dönme paniğimiz oluyor. Halkımızın davranışı önemli guras@milliyet.com.tr