Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ben durumumuz kötü diyerek üzülüyordum. Almanya'nın dev bankası Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı Rolf Breuer geçen cuma günü Sabancı Üniversitesi'nde dünyanın durumunu bir kötü anlattı, bir kötü anlattı ki... Sormayınız. Diğer dinleyenleri bilemem ama ben Türkiye'nin durumunu unutup, dünyaya acımaya başladım. Breur, önce "Ben dünyada çok üniversite kampusu gördüm ama, Sabancı Üniversitesi kampusu kadar modern ve lüksünü görmedim, keşke Almanya'da da böyle bir üniversite kampusumuz olsa" diyerek gönülleri ferahlattı. Sonra başladı dünyanın "kötü mü kötü" durumunu anlatmaya.

ABD'nin durumu kötü. On yıllık parlak ekonomi dönemindeki devamlı iyileşmeyi görenler, "ABD'de bir daha ekonomik dalgalanma olmaz" diyordu. Kimse iniş beklemiyordu. Ama şimdi talepte, yatırımlarda, üretimde, istihdamda ve büyümede gerileme var. Belirsizlik var. Kimse neyin ne olacağını bilemiyor. Önümüzdeki dönemde ABD ekonomisi "V" gibi dibe vurup mu çıkacak, "L" gibi dibe vurup dipte mi kalacak, yoksa "U" gibi yumuşak bir geçiş dönemi mi yaşayacak? Ümitler FED'in faizi, Bush'un vergileri indirmesi ile ekonominin canlanmasında idi ama, belirsizlik sürüyor. ABD ekonomisi kötü giderse dünya ekonomisi de kötü gider.
Japonya'nın durumu kötü. Japonya, ABD ekonomisini çok etkiler. Onun durumu düzelmeden ABD ekonomisi rahat edemez. Ama Japonya'nın düzelmesi çok zor. Dev yapısal sorunları var. Ekonominin araçları işlemez durumda. Ekonomiyi canlandırmak için genelde faiz ve vergi indirimi yapılır. Japonya'da faiz sıfıra yaklaşıyor. Vergi nerede ise alınmaz olacak... Ama ekonomi canlanmıyor. Banka sistemi çöktü. Kamunun borçları milli gelirin yüzde 160'ına ulaştı. Yaşlı kadronun durumu düzeltmesi ümitsiz.

ABD yüzde 1, Japonya sıfır büyürken Avrupa'nın yüzde 2.5 büyümesi iyi bir şey gibi görünüyor ama Avrupa tek başına dünya ekonomisinin lokomotifi olamaz. Çünkü Avrupa tek bir devlet değil. Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Konfederasyonu. Devamlı ve güçlü bir lideri yok.
Euronun durumu kötü. Doların kuvveti ABD ekonomisinin gücünden değil. Euronun zayıflığından kaynaklanıyor. Euronun ardında tek bir devlet, tek bir lider, tek bir Merkez Bankası, tek bir politik güç olmadığından toparlanamıyor. Hem unutulmasın, şimdilik euro sadece "kayıt üzerinde / sanal" bir para. Yılbaşında banknotlar piyasaya çıkınca insanlar banknotu elleyince belki euronun dolara karşı gücü artar.
Borsaların durumu kötü. Son altı ayda dünya borsaları çöktü. Bunun nedeni "yeni ekonomi ve teknoloji hisseleri kandırmacası". İnsanlar bir daha gördü ki, kağıdın değerini şirket karlılığı belirler. Gelecek hakkındaki hayaller değil. Borsalar yeniden yapılanacak. Bazı kağıtların değeri düşecek, bazılarınınki yükselecek. Bu daha sağlıklı bir borsa kurulmasına imkan verecek.
Yeni yetme ülkelerin (emerging markets / gelişen pazarlar / Asya aslanları, kaplanları) durumu kötü. Birkaç ülkenin durumunun düzelir gibi olmasına bakmayınız. Sarsıntıyı atlatamadılar. Asya krizi esasta değil "yüzeyde" atlatıldı. Krizlerden ders alınmadı. Arjantin krizi "alarm veriyor". Arjantin krizi ABD ekonomisini de vurur. İlginç olan bu yeni ülkelerin bazılarının krizi atlatmak için söylenenlerin tamamını yapmalarına rağmen gene de dertten kurtulamamaları. Özelleştirme, serbest ekonomi, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı... Bunları yapmak sorunu tek başına çözemiyor.
Sonuç: Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı konuşmasını şöyle bitirdi: "Türkiye'nin de durumu kötü... Kötü ama dünyada ekonomik sorunlarla karşılaşan tek ülke Türkiye değil. Aynı olmasa bile benzer sorunları olan çok ülke var. Onlar sorunlarını çözmek için nasıl çabalıyor ise, Türkiye de aynını yapacak..."