Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Düzce Üniversitesi kuruluş kanunu TBMM’den 1996 yılında çıkmış. 1997 yılında üniversitenin başına rektör olarak bir kadın öğretim üyesi Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu atanmış.
Üniversite için Düzce’ye 8 km. uzaklıkta, Akçakoca yolu üzerinde Konuralp‘te 155 bin hektar arazi tahsis edilmiş. Rektör Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, devletin imkânlarını değerlendirerek bu arazi üzerinde 5 yılda Tıp Fakültesi için 180 yataklı bir hastane binasının, Araştırma Uygulama Hastanesi için 350 yataklı binanın, Sağlık Yüksek Okulu, Orman Fakültesi, Teknik Eğitim Fakültesi, merkezi derslik binaları ile konferans salonu, kapalı spor salonu binalarının yapımını gerçekleştirmiş. Yerleşkede(eskiden “kampüs” denilirdi) 500 kişilik konferans salonu, sosyal tesisler, yemekhane, yarı olimpik yüzme havuzu, bin kişilik açık hava tiyatrosu, çim futbol sahası, açık hava spor tesisleri yapılmış. Çağdaş bir kütüphane ve bilgisayar laboratuvarları kurulmuş. Kütüphane için yeni bir bina yapılıyor. Düzce Meslek Yüksek Okulu şehir içinde bir başka yerleşkede eğitimi sürdürüyor. Üniversitenin Akçakoca, Kaynaşlı, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova ve Cumayeri ilçelerinde de birer yüksek okulu var.

10 bin öğrencisi var
Konuralp’teki merkez yerleşkenin hemen yanına Kredi ve Yurtlar Kurumu yepyeni yurt binaları inşa ettirmiş. Bu yurtlarda 1.700 öğrenci kalıyor. Yurtlar ayrı spor tesisleri ve sosyal tesislerine sahip.
Üniversitenin şimdilerde 7 fakültesi, 2 yüksek okulu, 8 meslek yüksek okulu, 3 enstitüsü ve 3 araştırma enstitüsü var. Teknoparkı kurulmak üzere. Üniversitede 10 bine yakın öğrenci okuyor. 1.200 dolayında akademisyeni ve idari personele sahip. Rektör, devlet bütçesine yük getirmeden yerel katkılarla 5 ilçede 5 yeni meslek yüksekokulunun faaliyete geçmesine öncülük etmiş. Beş yaşındaki üniversite, ODTÜ Enformatik Enstitüsünün Akademik Performansa Göre Üniversiteler (URAP) sıralamasında dünyanın önde gelen 2 bin üniversitesi arasında yer almış.
Geçen hafta sonu Düzce’ye gittim. Tahir Güney beni üniversitenin Konuralp yerleşkesinde gezdirdi. Beş yılda yoktan var olan bir üniversiteye hayran oldum.
Sayın okuyucularım, unutmayınız Türkiye’de 75 devlet üniversitesi var. Devlet sınırlı imkânlarla bu üniversitelerin her birine benzer binalar yaptırıyor. Bu binalarda eğitim verecek öğretim üyelerini buluyor, yetiştiriyor. Yurtlar yatırıyor. Bu binalarda gençler eğitiliyor.

‘Gelişme’nin yolunu açıyor
Hayranlığımın arkasında bir başka neden daha var: Düzce’de beş yılda bir devlet üniversitesini yoktan var edenlerin, bu üniversitede eğitim verenlerin başında bir kadın rektör var.
Rektörü göremedim. Bana verilen bilgiye göre, Türkiye’nin en genç kadın rektörü imiş. Boğaziçi Üniversitesi’ni birincilikle bitirdikten sonra (1989) Türk Eğitim Vakfı bursu ile ABD’de Stanford Üniversitesi’nde lisans üstü derece almış. Doktorasını gene Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamlamış. Şimdilerde üniversiteler bulundukları yörede eğitim merkezi olarak öne çıkmakla kalmıyor, yörede ekonomik, sosyal ve kültürel hayatın da gelişmesini sağlıyor. Düzce giderek sanayileşen bir ilimiz. Eğitim, eğitilmiş insan gücü, üniversite sanayi işbirliği, kurulacak teknopark sanayinin gelişmesinin, yenilikçi, ileri teknolojiye dayalı sanayileşmenin öne çıkmasının yolunu açacak.
Başka yörelerimizde yeni yeni kurulan üniversitelerimizi de imkân ölçüsünde gezmeye, yazmaya çalışacağım. Düzce Üniversitesi’ni gezince moralim yükseldi. Düzce’de olan biteni okuyucularıma duyurmak için bunları yazıyorum.