Sayın Ecevit, "tahkim olmazsa yatırım olmaz" diyor.
Anlaşmazlıkların herkese açık mahkemelerde ve hakimler eliyle çözülecek yerde, hakemler aracılığıyla çözümünü öngören anlaşmaya "tahkim" adı veriliyor.
Türkiye'de mevcut uygulamada özel sektörün özel sektör ile, devletin devletlerle ilişkilerinde tahkime bağlı anlaşma yapması mümkündür.
Sorun, devlet ile özel sektör arasındaki anlaşmalarda ve de özellikle "kamu hizmeti" sayılan işlerde tahkim (mahkeme yerine hakeme gitme) şartının konulup konulamayacağıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne mal satan, kredi veren, özelleştirilen kuruluşları satın alan, yap - işlet - devret yolu ile yatırım yapan kişi ve kuruluşlar "devlet ile anlaşmazlıklarında mahkeme yerine hakeme gitmek" istiyor.
Mümtaz Soysal Hoca'nın başında bulunduğu KİGEM (Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı) ise: "Türk ticaret hukukuyla kabul edilmiş anlaşmazlıkları çözme yollarından biri olan tahkime karşı değil.
Fakat "halkın parası ile, kamu hizmeti görmek için kurulmuş kamu işletmelerinin satışında, devrinde, kiralanmasında ve de kamu hizmetini devralmak üzere kurulacak işletmelerde, devlet ile özel sektör arasında (yerli veya yabancı özel veya tüzel kişilerle) anlaşmazlık çıktığında tahkime gidilemeyeceği, bu tür anlaşmazlıkların ancak Türk mahkemelerinde çözülebileceği görüşünde.
KİGEM diyor ki, "kamu hizmetini özel şirketlere devretmek veya gördürmek bir imtiyaz devridir". İmtiyaz devri ile ilgili sözleşmeleri devlet adına, halk adına bir hukuk biriminin izlemesi gerekir. Sizde bu hukuk birimi, Danıştay olarak belirlenmiştir.
İmtiyaz devirleri Osmanlı Devleti'nin yıkılış nedenlerinin başında geldiği için Cumhuriyet'i kuranlar 1924 Anayasası ile imtiyaz devirlerini inceleme sorumluluğunu doğrudan TBMM'ye vermişlerdir.
Türkiye'nin bugünkü sıkıntılarından yararlanmak isteyenlerin baskısı ile, Türkiye'nin şartlarını dikkate almadan alelacele tahkim kapısını açmak hatalıdır. Şu günlerde uluslararası platformlara götürülen en haklı davalarımızda bile Türkiye olarak devamlı mahkum edildiğimiz, devamlı kaybettiğimiz dikkatten kaçmaktadır.
Kamu hizmeti niteliğinde olan işlerin, yasalarla kamu hizmeti alanı dışında olduğunu ilan etmek, işin ve de hizmetin aslını, esasını değiştirmez.
Mümtaz Hoca'nın başkanı olduğu KİGEM ne ki? KİGEM neden tahkim sorunu ile uğraşıyor? KİGEM kim oluyor da, devletin ve halkın malına sahip çıkmaya çalışıyor?
Sokak Çocuklarını Koruma Derneği ne yapar? Sokaktaki çocuklara göz kulak olur. Polisle, mahkeme ile bir sorunları olduğunda ilgilenir. Onları kötülüklerden korur... İşte o biçim... Başkaları nasıl Sokak Çocuklarını Koruma Derneği kurmuş ise, Ankara'da da birileri "Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı" (KİGEM) isminde bir vakıf kurmuş. Mümtaz Soysal Hoca da bu vakfın başkanı seçilmiş.
Sokak Çocuklarını Koruma Derneği, nasıl sokak çocuklarını korumayı kendine dert edinmiş ise, KİGEM de "kamu işletmelerini korumayı ve kollamayı" kendine misyon biçmiş. Kamu işletmelerinin "kurda kuşa yem olmaması için" çaba gösteriyor.
Özelleştirme ve tahkim konusundaki bazı uygulamalara karşı KİGEM Danıştay'da davalar açtı, açıyor. Bu davalar dolayısıyla Anayasa'ya aykırı gördüğü yasaların Anayasa Mahkemesi önüne çıkarılmasına çalışıyor. Kimine göre halkın hakkını koruyor, kimine göre hükümetin uygulamalarına taş koyuyor.
Sayın Ecevit "tahkim olmazsa yatırım olmaz, Anayasa'yı değiştireceğiz" diyor.
Mümtaz Hoca ise, "kamu hizmeti kapsamına giren konularda, imtiyaz devri hedefini güden işlerde Türk mahkemelerini devre bırakmayı hedef alan bir Anayasa değişikliği gerçekleştirilse bile, değiştirilmiş Anayasa'ya uygun bir tahkim, hukuka uygun olmaz. Hukuk böyle bir tahkim şartını kabul edemez" diyor.
Sayın okuyucularım, benden yorum yok... Siz karar veriniz... Kim haklı...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025