Emlak Vergisi’nden elde edilen gelirin yüzde 65’i ilçe belediyesine, yüzde 20’si il özel idaresine, yüzde 15’i büyükşehir belediyesine gidiyor.
Şu günlerde 18 milyon mülk sahibinin kafası karışmış durumda... Yani bir kanun ile vergi oranları yükseltildi. Arsaların vergiye esas olacak değerleri yükseltildi. Bu durumda gayrimenkul sahipleri temin ettikleri rakamın üzerinde bir vergi ödemek durumunda kalacak.
Geçen hafta, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından onaylanan, kamu kuruluşlarının ticari amaçlar dışında tarife indirimi uygulamasını yasaklayan, büyükşehir belediyelerinin gelirlerinin yeniden dağıtımını düzenleyen yasanın içinde yer alan bazı maddeler ile büyükşehirlerdeki mlak vergileri artırıldı.
Büyükşehir belediyesi ve mücavir alan sınırları içinde meskenlerde binde 1 olan vergi binde 2’ye, diğer binalarda bin 2 olan vergi binde 4’e yükseltildi. Vergi oranının iki katına çıkması yanında vergiyi artıran bir başka faktör daha var: Bu ise, vergiye esas rayiç değerin belirlenmesi. Arsa değerini takdir komisyonları, sokak sokak ve metrekare fiyatı olarak belirliyor. Bina değeri ise, yapının niteliğine göre, metrekare maliyet bedeli olarak açıklanıyor.
Durup dururken gürültüye neden olan, iki konudaki gelişmeye dayalı olarak gayrimenkul sahiplerinin ödeyecekleri vergi faturasının büyümesi. Vergi faturası neden büyüyor?
(1) Yasa ile vergi oranları iki katına çıkarıldı. (2) Değer tespit komisyonlarının sokak sokak belirledikleri arsa değerleri birbirini tutmuyor. Çelişki var. Bazı sokaklardaki değer tespitleri yüksek.
Bina metrekare maliyetine itiraz eden yok ama, arsa değerleri ile ilgili tespitler yüksek olunca ve bu değerler yükseltilen vergi oranı ile çarpılınca 18 milyon vergi mükellefi geçen yıl ödediğinin üzerinde vergi ödemek durumunda kalıyor. İşte gürültü de bundan kopuyor.
Vergi mükellefinin daha az vergi ödeme arayışında olması doğaldır. Ama işin bir de öbür yanı var... Her vergi mükellefi belediyelerden daha iyi hizmet bekliyor... Belediye hangi gelir ile hizmet verecek? Normal olan, belediyelerin hizmetlerinden yararlananların bu hizmetlerin faturasını ödemesi, fatura ödemenin yolu da Emlak Vergisi’dir. Emlak Vergisi’ne itiraz eden yok. Tartışılan "daha adil bir vergileme".
Ayşe Hanım Teyzem’in 300 metrekare arsa içinde, iki katlı toplam 100 metrekare, yığma kagir bir evi var.
Bu yılın Emlak Vergisi’ni birlikte hesaplayalım. Açıklamalara göre takdir komisyonu Ayşe Hanım Teyzemin bulunduğu bölgede arsanın metrekaresine 200 milyon lira değer biçilmiş.
Önce 300 metrekare arsanın değerini bulacağız. Çarpacağız 300 metrekare arsayı 200 milyon lira metrekare değeri ile. Bulduğumuz rakam 60 milyar Türk Lirası. Bu rakam Ayşe Hanım Teyzemin arsasının değeridir.
Şimdi geldi sıra Ayşe Hanım Teyzemin binasının değerini hesaplamaya. Bina maliyetlerinin nasıl hesaplanacağını gösteren bir tablo yayımlandı. Bu tabloda "birinci sınıf yığma kagir binaların en düşük metrekare maliyeti 129 milyon lira olarak belirtiliyor.
Çarpalım Ayşe Hanım Teyzemin 100 metrekarelik bina büyüklüğünü 129 milyon lira metrekare maliyeti ile. 100 metrekare çarpı 129 milyon lira, eşittir 12.9 milyar lira.
Toplayalım arsa değeri ile bina değerini: 60 milyar lira arsa değeri, artı 12.9 milyar lira bina değeri: Eder 72.9 milyar lira. Bu Ayşe Hanım Teyzemin arsasının ve binasının 2002 yılı başındaki Emlak Vergisi’ne esas değeridir.
Ayşe Hanım Teyzem bu binayı kiraya verse idi, binası İstanbul gibi bir "büyükşehiröde olduğu için ve de binasında kendi oturduğu için rayiç bedelinin binde ikisini vergi olarak ödeyecek. Arsa ve binanın vergiye esas toplam rayiç değeri 72.9 milyar lira idi. Bunun yüzde 2’si 145.8 milyon lira eder. Ayşe Hanım Teyzem bunu Emlak Vergisi olarak mayıs ve kasım aylarında iki taksitle belediye veznesine ödemek zorundadır.