Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Allah Baba bizi seviyor. Uzun süredir gökten taş yağmasına, yerden alev fışkırmasına rağmen, "dört göz ile beklenir hale gelen kriz" bir türlü çıkmıyor.O nedenle şimdilik krizi unutunuz. Gününüzü yaşamaya bakınız.Bakınız döviz bol. Ucuz ucuz satılıyor. Dışarıdan oluk gibi döviz giriyor. Kulaklarımızdan burnunuzdan döviz fışkırıyor. Enflasyon düşüyor. Eylül ayında "kriz çıkar" diye korkanlar, rahatlayabilir. Görünen o ki, Eylül ayı da iyi geçecek. Daha sonra Ekim ayı geliyor. Ekim'de Avrupa Birliği ile müzakerelere başlanmaz ise, "kriz çıkar" diyerek korkuyu sürdürmek isteyenlere katılarak "hayatınızı karartmayınız". Eylül'den sonrası için "Allah Kerim". Bırakınız şimdi, "gelir dağılımının giderek çarpıklaşmasını", unutunuz artan fakirliği, Anadolu'da esnafın şikâyetini, dar ve sabit gelirlinin yakınmasını abartmayınız. Bırakınız özelleştirme karşıtları konuşsun, yazsın, çizsin. Hükümetimiz duruma hâkimdir. Hükümetimizin ve iktidar partisinin alternatifi yoktur.Bırakınız, IMF ile aylardır kesilen ilişkinin nasıl düzeleceğini. Avrupa Birliği ülkelerinin giderek bize düşman yaklaşım içine girmelerini. Kaybetmekte olduğumuz Kıbrıs'ı. Ermeni terörü, Kürk terörü diye başlayan sorunların Ermeni sorunu ve Kürt sorunu haline gelerek gündemin başına oturmasını. Bırakın şimdi onları Hani o kara gözlük takarak, her şeyi kara görenler var ya. Onlara aldırmayınız. Döviz açığı büyüyormuş. Büyüse ne olur? Döviz kıtlığı mı var? İç borç stoku azalmıyor, bütçe geliri faiz ödemelerine gidiyormuş. Bugüne kadar iç borç sorun çıkardı mı? Bütçeden yatırımlara para ayrılamıyormuş? Devlet küçülecek demedik mi? Herkes kendi yolunu kendi yapsın, kendi suyunu kendi bulsun. Kendi elektriğini kendi üretsin. Ayşe Hanım'ın ve arkadaşlarının maydanoz, soğan satın alırken ödedikleri vergiler toplam vergilerin yüzde 70'ini aşmış. Aşacak tabii. Varlıklı kesimin aldığı bonoların faizi başka nasıl ödenebilir?Bu kadar "şaka" yeter. Şimdi "ciddileşelim". Bir durum değerlendirmesi yapalım.(1) Ekonominin temel sorunları (a) İç borç stokunun büyüklüğü, reel faizin yüksekliği, iç borcu çevirme çabası nedeniyle Hükümet'in icraat için para bulamaz hale gelmesi ve (b) Döviz açığının giderek büyümesidir.(2) Sıkı para ve maliye politikalarının uygulanması sonucu enflasyonun aşağıya çekilmesi başarılmış, ama sıkı para ve maliye politikalarının, iç talep ve de istihdam üzerindeki olumsuz etkileri insanları daha fazla üzer hale gelmiştir.(3) Ekonominin yatırım, üretim ve istihdam artışına dayalı, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme kanalına sokulması yolunda ciddi politikalar ortaya konulamamaktadır.Bunların çoğu geçmişin birikimi ve uzantısı, yenilerde ciddiyeti artan sorunlardır. Bu sorunlara rağmen yaşam devam etmektedir. Kara gözlüklüler Yaz ayları çok kişi "tatil" havasına girer. Yabancı ve yerli turizm hareketi ekonomide belli ölçüde canlılık yaratır. İnsanlar "sorunlarını bir süre unutur, dertlerini anlatmaya fırsat bulamaz".Yaz bitiyor. Eylül başlıyor. Eylül ayının özellikleri vardır. (1) Eylül, tarımda "harman sonu"dur. Harman parasını alanlar, esnafa borçlarını öder, ertelenmiş tüketim harcamalarını yapar. Bu piyasaya hareket getirir. (2) Tatil dönüşü insanlar kış hazırlığı için harcama yapar. (3) Okullar açılacağı için aileler okul harcaması yapar.Bunlar Eylül ayında piyasanın hareketlenmesine yol açar. Piyasanın birazcık da olsa hareketlenmesi, moralleri düzeltir. Dertleri, sorunları unutturur. Kriz hikâyeleri, kriz bekleyişleri bir süre için rafa kalkar.Özetle, "Eylül iyi geçer". Sonraki aylar için, "Allah Kerim!" guras@milliyet.com.tr Para alma - verme ayı