Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Efendim işin aslı şudur: O zaman repoya, mevduata yüksek faiz ödeyenler battı. Batarken saf ve bakir halkımızın üç kuruşluk-beş kuruşluk tasarrufunu da batırdı. Faturayı önce devlet baba ödedi. Şimdi ise bir zamanlar yüksek repo faizi, mevduat faizi almış olsun olmasın, saf ve bakir halkımızın tamamından bu faturayı KDV ve ÖTV olarak tahsil ediyor.24 Ocak kararları, 1 Temmuz bankacılığı halkımızı "yüksek faiz"le tanıştırdı. Serbest piyasa ekonomisine, faiz serbestisine alışık olmayan bankalarımız, bankerlerimiz, daha fazla para toplamak için faiz yarışına girdi. Faizle yattık. Faizle kalktık. Al gülüm-ver gülüm işleyen saadet zinciri kopunca 1984 yılında bankerler ve bankalar batmaya başladı. Bir zamanlar üç kuruşluk-beş kuruşluk küçük tasarrufuna, bankalardan yüksek repo ve mevduat faizi alan saf ve bakir halkımız mutsuz... "Eskiden faiz geliri geçimimize katkı oluyordu. N'oldu da bizim gibilerin durumu bozuldu?" diyerek dertleniyor. Bundan ders almadık. Turgut Abimizin rüzgârına kapılan özel sektör firmaları büyüme yarışına girdi. Gelir-gider hesabı yapmadan bankalardan yüksek faizle borçlanmaya başladı. Ne yazık ki, özel sektörün net getirisi (hasılası), banka faizini ödemeye yetmedi. Bankalara kredi taksitini ve faizini ödeyemez hale geldi. Verdikleri kredinin anaparasını ve faizini tahsil edemeyen, daha önce halktan topladıkları tasarrufları batan firmalara kaptıran bankalar, çarkı döndürebilmek, bu oyunu sürdürebilmek için repoya, mevduata yüksek faiz ödemek zorunda kaldı.İşte o dönemde saf ve bakir Türk halkı üç kuruşluk-beş kuruşluk küçük tasarrufunu yüksek faize kanarak bankalara teslim etti. Ama bir süre sonra saadet zinciri koptu. Bankalar sapır sapır döküldü.Dökülen bankaların kasası bomboştu. Açık anlatımıyla, halkın üç kuruşluk-beş kuruşluk tasarrufu da yok olmuştu. İşte bu nedenle Devlet Baba, bankaların tüm borcunu üstlendi. Borçlanarak bankaların borçlarını karşılayacak parayı bankaların kasasına doldurdu. 'Saadet zinciri kopacak' 2000 yılında Devlet Baba'nın iç borç stoku 54 milyar dolarken, 2002 yılında 85 milyar dolara tırmandı. İç borcun milli gelire oranı yüzde 29 iken, yüzde 69 oldu.Devlet Baba borçlandığı bu parayla bankaların daha önce ödediği yüksek faizin, bankaların batırdığı mevduatın faturasını ödedi.2001 yılından bu yana bu halk, her yıl bütçenin yüzde 6,5 dolayındaki kısmını "faiz dışı fazla" adıyla ayırarak bu faturayı tasfiye etmeye çalışıyor. Büyüklerimiz, "2001 yılında iç borcun milli gelire oranı yüzde 69 idi, şimdilerde yüzde 50'ye düştü. Bu bir başarıdır" diyor. Bizi kandırıyor. 2000 yılında bankaların batmasından önceki yıl bu oran yüzde 29 idi... Açık anlatımıyla, halkımız, o yüksek faizin ve de yüksek faiz nedeniyle batan bankaların faturasını henüz ödeyemedi. Devlet Baba KDV ve ÖTV adı altında halkın cebinden para çekmeye devam ediyor. Halkımız 3 aldım diye sevinmişti, bugüne kadar 5 ödedi... Daha da ödeyecek. guras@milliyet.com.tr Öde öde bitmiyor