Gelelim Türkiye'ye... Bizim ülkemizde "faiz yüksek"... Faizin yükseklik ölçüsü enflasyon. Yıllık enflasyon hedefi yüzde 20'ler iken, Hazine yüzde 45'lerde dolanan bir faiz ödüyor. Hazine faizi piyasa faizini belirliyor. Bu ise yüzde 20'lerin üzerinde "reel" (enflasyondan arındırılmış) faiz anlamına geliyor.Bizde "faiz" dövizin "sigortası" olarak kabul edilir. Faiz ucuzladığında paranın dövize gideceğine, dövize talep artınca döviz fiyatının yükseleceğine ve dövizin tükeneceğine inanılır.Şu günlerde kimse dövizin tükeneceğinden korkmuyor da döviz fiyatının ucuzluğundan yakınıyor. Bu nedenle "reçete" hazır: "Faizi indirelim, dövize bindirelim." Faiz inince döviz fiyatı artar. Şikayetler sona erer!.. Türkiye'de faiz oluşumunda Merkez Bankası'nın rolü büyük olduğu için, "reçetenin sahipleri" Merkez Bankası'na yüklenmeye başladı.Merkez'in faiz oluşturmadaki rolü şu: Merkez bankaları genelde bankalara borç verir. Bu borcun faizi ile ekonomideki faiz oranını etkiler. Bizde ise şu günlerde ters bir durum var. Kredi veremeyen bankaların kasasında yaklaşık 10 katrilyon lira para birikti. Bankalar bu parayı Merkez Bankası'na "gecelik" olarak emanet ediyor. Merkez Bankası da bu paraya yüzde 40'lar dolayında faiz veriyor. İşte bu faiz ekonomideki faiz oranlarını oluşturuyor. Bankalar Menkez Bankası'ndan gecelik yüzde 40'lar dolayında faiz alınca, Hazine bonosu faizi yüzde 45'lerin altına, piyasa faizi yüzde 50'lerin altına inemiyor. Reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) yüzde 20'ler dolayında olunca bankalar ve halk döviz almıyor. Dövizi olan, döviz satarak faize gidiyor. Reçeteyi benimseyen hükümet, şimdi Merkez Bankası'na dolaylı olarak "faizi indirelim, dövize bindirelim" mesajları vermeye başladı. Üç nokta önemli:(1) Merkez Bankası bağımsızdır ama, hükümetlerin ekonomi politikaları bir bütünlük içinde uygulanır. Hiçbir hükümet Merkez Bankası ile çatışarak ekonomi politikası uygulayamaz. Hükümetlerinin ekonomi politikalarını da merkez bankaları belirleyemez.(2) Türkiye'de IMF destekli bir ekonomi programı uygulanıyor. Bu program için bugüne kadar büyük faturalar ödendi. Amatörce yazılan reçetelerle program rezil hale getirilemez.Kamuoyuna yansımayan bir gerçek var: Bu faiz uygulaması IMF'nin desteklediği bir uygulama. IMF faizlerle büyük ölçüde oynandığında, "faiz dışı fazla" hedefinin tutturulmamasından endişe ediyor. Bu durumda (a) Ek tedbirlere ihtiyaç olacağını, (b) Veya faizi indirdikten hemen sonra bozulacak dengeler nedeniyle çok çok yüksek faiz oranlarının uygulaması zorunluluğunun ortaya çıkabileceğini belirtiyor.(3) Merkez Bankası'nın hükümete kafa tutar bir görünüme girmemesi, hükümetin de tartışmayı sokağa dökmemesi gerekir. guras@milliyet.com.tr Hocalar diyor ki: "Faiz ucuzlayınca, ekonomi canlanır. Üretim, istihdam, yatırım artar. Bunun için ucuz faiz iyidir." Hocalar böyle diyor ama faizi ucuzlatmak her zaman işe yaramıyor. ABD'de Federal Reserve (Merkez Bankası) faiz oranını son 3 yılda 12 kez düşürdü. Yüzde 1.25 faiz son kırk yılın en düşük faizi. Ama ABD ekonomisi bir türlü canlanamıyor, dolar euro karşısında ayağa kalkamıyor.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025