Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimden önceki konuşmalarında, Karadeniz’deki fındık üreticilerine kiloda en az 2 milyon lira ödeme yapılacağı sözünü vermişti. Şimdi, bu sözün yerine getirilmesine çalışılıyor. Ancak, bir sorun var. Önceki hükümet, fındığa kilo başına 1 milyon 615 bin lira fiyat biçmişti. Ve fındık üreticileri elerindeki fındığın yaklaşık yüzde 70’ini bu fiyattan elden çıkarmıştı. Fındık üreticilerinin sattıkları fındığın 45 bin tonu Fiskobirlik depolarında, kalanı da fındık tüccarlarının ve fındık ihracatçılarının depolarında.
Bu durumda, para bulunsa bile, fındık üreticisine fiyat farkı ödemesi yapmak bir sorun teşkil ediyor. Ancak, sorunun politik ağırlığı var. Çünkü, fındık doğrudan ve dolaylı olarak sekiz milyon insanı ilgilendiriyor. Eskiden fındık sadece Karadeniz kıyılarında dikilirdi. Şimdilerde 54 ilde fındık dikimi yapılıyor.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 650 bin ton kabuklu fındık üretiliyor. Kabuğu çıkarılınca, geriye 325 bin ton iç fındık kalıyor. Türkiye dünya fındık üretiminde ve ticaretinde yüzde 75 paya sahip. 650 bin ton kabuklu fındığın, 70 - 80 bin tonu içeride tüketiliyor. 400 - 500 bin tonu ihraç ediliyor. Her yıl geriye alıcısı olmayan yaklaşık 150 bin ton dolayında fındık kalıyor. Bu alıcısı olmayan fındığı, Fiskobirlik satın alarak depolarında saklıyor. Depolardaki fındığın bir kısmını fareler yiyor, bir kısmından da preslenip fındık yağı çıkarılıyor.
Üreticiye geçen yıl ürettiği büyük bölümünü (1 milyon 615 bin liradan) sattığı fındık için, geriye dönük olarak fark ödemesi yapmak çok zor. Hükümetin bunu görerek "gelir desteği" formülüyle üreticiye fark ödemesi yapma arayışında olduğu anlaşılıyor.

Alanların yaygınlığı güçlük çıkaracak
Burada da, büyük sorun fındık dikim alanlarının büyük bölümünün tapusunun olmaması ve fındık dikim alanlarıyla ilgili olarak doğru dürüst bir kayıt sistemine bugüne kadar geçilememesi. Ayrıca, fındık dikim alanlarının yaygınlığı, uygulamada güçlük çıkaracak.
Bir başka sorun daha var. Daha önce fındığı 1 milyon 615 bin liradan satın alan Fiskobirlik, tüccar ve ihracatçı, maliyetini bu fiyattan kabul ederek ihraç fiyatını oluşturacak. Fakat henüz piyasaya çıkmamış toplam üretimin yüzde 30’u dolayındaki fındık tüccara ve ihracatçıya eğer kilosu 2 milyon liradan intikal ettirilirse, bu fiyattan ihracat yapmak zorlaşacak. Trabzon Ticaret Borsası’ndan verilen bilgiye göre, piyasada dengenin sağlanabilmesi için Fiskobirlik tarafından 75 bin ton kabuklu fındık alınması gerekmektedir. Kiloya yapılacak 2 milyon lira ödeme ile, bu alım için yaklaşık 150 trilyon lira paraya ihtiyaç var.
Trabzon Ticaret Borsası uyarıyor, Türkiye’de kabuklu fındığın kilosunun 2 milyon liraya yükseltilmesi halinde, ihracatçının fındığın kentalini 280 dolara satması gerekecek. Halbuki, Türkiye’nin dış piyasadaki rakibi İtalya halen dış piyasada kentali 230 dolardan fındık satıyor.
Bir başka önemli nokta, dünyada fındığın talebinin sınırlı olması, zorunlu bir tüketim maddesi niteliğini taşımamasıdır. Fiyat yükseldiğinde, alternatif ürünler fındığın yerini almaktadır. Şu günlerde fındığın alternatifi badem dünya piyasalarında kentali 200 dolardan satılmaktadır.
Açık anlatımıyla sorun, çok yönlüdür. (1) Üreticiye fiyat farkı ödemek için, parayı hükümet nereden bulacak? Nasıl bulacak? (2) Büyük bölümü üreticinin elinden çıkmış, fındığa fiyat farkı ödemesi nasıl yapılacak? (3) Üreticiye doğrudan gelir desteği formülü uygulanırsa, diğer ürünler aleyhine ortaya çıkacak durum nasıl dengelenecek? (4) Fındık üretim alanlarına ait kayıtlar yetersiz olduğuna göre, doğrudan gelir desteği nasıl sağlanacak? (5) Kilosu 2 milyon liraya çıkan fındığı Türkiye nasıl ihraç edecek? İhraç edemezse bu fındıklar ne olacak?
Durup dururken fındığın daha ilk gününde hükümetin başına ciddi bir iş açtığı görünüyor.