Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekonomik düzen iyi çalışmazsa, çalışmak isteyen insanlar iş bulamaz. Üretime katılamadıkları için evlerine aş götüremez.Ekonomik düzen iyi çalışmazsa, katma değeri yaratanlar arasında gelir adil şekilde dağılmaz... Tabii ki, iş, aş, gelir dağılımı konuları ekonomi politikalarını belirleyen, yürüten kamu yönetimlerinin ana sorumluluğunu teşkil eder. Sosyal politikalar, sosyal devlet denilen şeyler işte bunun için vardır.Ama bu iş kamunun işidir diyerek, imkânı olanlar olan bitene seyirci kalamaz.İslam bu konuda da yol göstericidir. İmkânı olanların olmayanlara yardımı Müslümanların dini vecibelerindendir. İşte fitre ve zekât bu amaca dönük bir uygulamadır. Ekonomi denilen şey iştir, aştır. Üretim olacak ki insanlar iş bulsun. Üretim olacak ki yaratılan katma değeri insanlar kira, ücret, faiz ve kâr olarak paylaşsın. Fitre, ramazanda fakirlere verilen ve de en az miktarı din adamlarınca belirlenen sadakaya verilen isimdir. Fıtr sadakası (fitre), kitabımız Kuran'da yer almaz.Hicretin ikinci yılında, ramazan orucunun farz olduğu sene, zekâttan önce meşru kılınmıştır. Farz olmasının delilleri bazı hadislerdir.Hadislere göre Müslümanlar fitre vermekle mükelleftir. Fitrenin dinen vacip olması için, bir Müslümanın fitre vermekle mükellef olması için "akıl baliğ olması" ve de "nisap miktarı mala malik olması" yetişir.Nisap, hadislerde belirlenen yoksulluktan zenginliğe geçme sınırıdır.Borcundan, evinden, ev eşyasından, bineğinden ve ailesine yetecek maldan başka, bayram günü imsak vaktinden önce 80.18 gr altın ya da bu değerde varlığı olan her Müslüman (nisap miktarı mala malik demektir) zenginliğe geçme sınırındadır ve bu nedenle fitre vermesi vaciptir.Böyle bir kişi hem kendisi hem de bakmakla mükellef oldukları için fitre verecektir.Din İşleri Yüksek Kurulu'nca açıklanan 2006 yılı en düşük fitre miktarı 4.5 YTL'dir.Fitre miktarı ne kadar yüksek tutulursa sevabı ve ecri o kadar büyük olur. Fitre vermeye yakınlardan başlamalı, yakın ve uzak çevreye doğru yayılmalıdır. Çünkü bizim elimizde bulunan servette yakınlarımızın ve çevremizin katkıları vardır. Fitre Zekât, Müslümanların sahip oldukları mal ve paradan, her yıl fakirlere dağıtmak zorunda oldukları "kırkta bir hisse"dir. Zekât, Kuran-ı Kerim'de çok sayıda surede, namazla birlikte zikredilir. Bakara suresinde beş defa "Namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz" buyurulmuştur.Zekât gelirin değil, varlığın simgesidir. Zekâta tabi malın büyüyen bir mal olması şarttır. Zekât malın büyüyen kısmının kırkta biri üzerinden hesaplanır.Zekât verecek kimsenin kul borcundan fazla paraya sahip olması gerekir.Zekât yoksullara, çaresizlere, borçlulara, hali vakti yerinde olmayan öğrenciye, kardeşe, amca, dayı, teyze, hala ve diğer akrabaya yıl içinde istenen zamanda verilebilir. Ramazan ayı içinde verilmesi âdet olmuştur.Zekât ve fitre vermek için niyet etmek gerekir. Yardım edilen kimseye bunun zekât ve fitre olduğunu söylemek mecburiyeti yoktur. guras@milliyet.com.tr Zekât