Halk anlatımında fiyat artışı, enflasyon, pahalılık ve fakirleşme aynı anlamda kullanılan kelimelerdir. Halbuki bu dört kelime de farklı durumu anlatır.
(1) Enflasyon nedir?
Para miktarındaki artışın milli gelirdeki artışın üzerine çıkmasıdır. (Sayın okuyucularımızın aklını karıştırmayayım ama, hatırlatmakta yarar var ki, para arzı sadece basılan banknot miktarından ibaret değil. Günümüzde "parasal talebi" oluşturan "para arzı" büyüklüğünün içinde "para gibi alım gücü sağlayan başka araçlar da var.")
Basitleştirerek enflasyonun ne olduğunu anlatayım.
Varsayalım ki, ülkede toplam üretim 4 somun ekmek. Varsayalım ki, ülkedeki toplam para arzı 60 lira. Her gün 4 ekmeğe talep var. Başka da ihtiyaç yok. O zaman ekmeğin tanesi 60 / 4 = 15 liraya satılır.
Diyelim ki toplam para arzı 60 liradan 80 liraya çıkarıldı. o zaman ekmeğin fiyatı 80 / 4 = 20 liraya yükselir.
Ekmeğin fiyatını düşürmenin iki yolu vardır: (I) Piyasadaki para arzı 80 lira iken ekmeğin fiyatını düşürmek istiyorsanız, ekmek üretimini 4’ten 8’e çıkarırsınız. Ekmeğin tanesi 80 / 8 = 10 liraya satılır. (II) Veya piyasadaki para miktarını 80 liradan 40 liraya indirirsiniz: O zaman da bir ekmek 40 / 4 = 10 liraya satılır.
Enflasyon bu kadar basit biçimde çıkıp inmez ama, sayın okuyucularıma anlatım kolaylığı için bu örnekleri verdim.
(2) Pahalılık ne demektir?
Pahalılık belli bir dönemde mal ve hizmetlerin fiyatının kişinin gelirinden fazla artmasıdır. (Pahalılık göreceli bir terimdir. İnsanların gelir durumuna göre, insanları farklı etkiler.)
Basitleştirerek anlatayım. Ayşe Hanım Teyzemin geliri 100 liradan 200 liraya çıktı. Ayşe Hanım Teyzemin satın alacağı ayakkabının fiyatı 10 liradan 15 liraya çıktı. Ayşe Hanım Teyzemin geliri yüzde 100 artarken, ayakkabı fiyatındaki artış yüzde 50’de kaldı. Ayakkabı fiyatı artmıştır ama Ayşe Hanım Teyzemin geliri ayakkabının fiyat artışından daha fazla arttığından Ayşe Hanım Teyzem için ayakkabı pahalılanmamıştır. Sadece fiyatı artmıştır.
Eğer ayakkabının fiyatı 10 liradan 30 liraya çıksa idi, 1 iken 3 olsa idi, geliri 1 iken 2 olan Ayşe Hanım Teyzem "ayakkabının pahalılandığından şikayet edecekti". Ayakkabının fiyatı hem yükselmiş, hem de Ayşe Hanım Teyzem için pahalılanmış olacaktı. Ama aynı ayakkabı geliri 4 misli artan Ali Rıza Bey Amca için "pahalı" sayılmayacaktı.
(3) Fakirleşme nedir?
Fakirleşme, milli gelirin bir yıl önceye göre (sabit fiyatla) gerilemesidir. Başka anlatım ile ülkenin bir yıl önceye göre daha az mal ve hizmet üretebilmesidir. Ayrıca nüfus artışı da, kişi başına düşen gelirin gerilemesine yol açarak fakirliğe neden olur.
Basitleştirerek anlatayım. Türkiye’nin milli geliri 195 milyar dolar. Nüfusu 65 milyon kişi. 195 / 65 = 3. Demek ki, Türkiye’de kişi başına düşen gelir 3 bin dolardır.
Varsayalım ki, ekonomi durdu. Üretim yapılamadı. Milli gelir 195 milyar dolardan 165 milyar dolara düştü. Halbuki nüfus arttı. 65 milyondan 66 milyon kişiye tırmandı. Şimdi aynı hesabı yapalım: 165 / 66 = 2.5, demek ki Türkiye’de kişi başı gelir 3 bin dolardan 2.500 dolara düşmüş. Demek ki Türkiye fakirleşmiş. Türkiye’de yaşayan insanlar fakirleşmiş. (Dikkat buyurunuz. Buradaki fakirleşme, kişisel fakirlik ötesinde, ülke ekonomisinin, ülke insanının fakirleşmesidir.)
(4) Fiyat artışı nedir?
Fiyat artışı bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarının diğerlerinden daha fazla artmasıdır. (Tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının farklılık göstermeden aynı oranda artması merkezi fiyat mekanizmasına bağlı endeksleme veya fiyatların dolara bağlanması ile mümkündür.)
Fiyat artışı mutlaka enflasyonun işareti değildir. Fiyatlar sadece enflasyon döneminde artmaz. Enflasyonsuz ortamlarda fiyat artışı (fiyat farklılaşması) arz ve talebi dengelediğinden ekonominin sağlıklı işleyişini sağlar.
Enflasyon dönemindeki fiyat artışına "genel fiyat artışı) adı verilir. Bütün fiyatlar artar ama, gene de farklı farklı artar. Fiyat artışı mutlaka enflasyonu veya pahalılığı göstermez.
Enflasyon söz konusu değil iken, örneğin soğuk havanın etkisinde portakal ağaçları donar. O yıl her şeyin fiyatı düşerken, portakal ürünü az olduğundan portakal fiyatları yükselir.
Veya genelde fiyatlar artar ama, gelirler fiyat artışlarının üzerinde bir artış gösterdiğinden halk fiyat artışından şikayet etmez.
Veya fiyatlar enflasyonist gelişmeden değil de teknolojik değişimden, girdilerdeki fiyat hareketlerinden artar.
Ama bazen de fiyat artışı genel bir artıştır. Ve de enflasyonun veya pahalılığın işaretidir. Bunun için tek başına fiyat artışına bakarak sağlam değerlendirme yapılamaz.