Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Osmanlı Bankası, Garanti Bankası ile birleşiyor. Pamukbank, Yapı Kredi ile birleşecek. Daha başka birleşecek bankalar var.
On sekiz aydır "Bankacılık Reformu" sakızı çiğneniyor. Banka sistemine güven yaratılamadı. Bankalar giderek çöküyor. Her gün batacak veya el konulacak bankalar hakkında yeni bir liste yayımlanıyor.
Söylentiler doğru ise, IMF yetkilileri gönderecekleri 3 milyar dolarlık krediyi banka sistemindeki "temizliğe" bağlamış durumda. IMF yetkilileri en kısa sürede banka sisteminde "temizliğin tamamlanmasını" istiyor. Ancak, bundan sonra bankaları Fon’a devredip, tüm yükümlülüklerini devlet garantisi altına almak yok. Devirden önce "soyulan", devirden sonra "beceriksiz yönetim" nedeniyle çöken bankaların kasalarını halkın parası ile doldurmak imkanı kalmadı.

IMF talimatları doğrultusunda yapılabilecek iki şey var:
(1) Küçük bankalar, mali ve idari yapılarının güçlendirilmesine imkan olmayan bankalar kapatılacak. İflas edecek olan bu bankalarda tasarruf mevduatı hesabı olanlar sadece 50 milyar liraya kadar olan ana paralarını (döviz mevduatının iflas tarihindeki kur üzerinden 50 milyar TL’ye kadar olan Türk lirası karşılığını) belli bir süre sonra (faizsiz olarak) geri alabilecek.
(2) Belli büyüklüğün üzerindeki bankalar birleştirilerek, güçlendirilmelerinin yolu açılacak.
Böylece bankacılık sistemindeki ayıklama tamamlanmış olacak. Ayıklama operasyonuna nokta konulacak.
Fakat ayıklama ile iş bitmiyor. Banka sistemi kriz öncesi mali bakımdan zayıf idi. Kriz sonrası mali yapıları büsbütün zayıfladı. Bir bankanın mali yapısının güçlenmesi için "sermaye artırımına" ihtiyaç var. Türkiye’deki bankaların sermaye payını elinde tutan ailelerin, holdinglerin, grupların şu günlerde nakit para koyarak bankaların mali yapılarını güçlendirecek durumda değil. Hisse senedi satarak bankaların para toplamaları imkanı da kalmadı.

Bu durumda IMF’nin önerdiği çözüm yolu şudur: Mali durumu zayıf büyük bankalar sermaye artırımına zorlanacak. Banka sermaye artırımı kararı alacak. Sermaye artırımında, kullanılmayan rüçhan haklarını Hazine satın alacak. (Başka anlatım ile satılamayan hisse senetleri ihraç değeri ile Hazine tarafından satın alınacak.) Hazine’nin hisse senedi bedeli olarak bankaya ödeyeceği para, bankanın mali durumunun düzelmesine imkan hazırlayacak. Fakat bu operasyon sonunda Hazine (veya devlet) satın alınan hisse senedi miktarıyla ölçülü biçimde özel bankanın ortağı haline gelecek. Bankanın yönetim kuruluna Hazine temsilcileri girecek.
İleride, borsada işler açılınca, Hazine satın aldığı banka hisselerini borsa fiyatı ile satarak, bankadaki ortaklıktan çekilecek.
IMF tarafından geliştirilen bu formül, güç duruma düşen bankaların borsadan hisse senetlerini satın almış olanların hakkını koruyan, onların zarara uğramasını önleyen bir çözüm yoludur. Bilindiği gibi daha önce el konulan bankaların hisse senetlerine sahip olanlar bütün haklarını kaybetmişti.

IMF’nin bankaların mali yapılarını güçlendirmek için Hazine’nin ortaklığına kapı açan formülü, banka sisteminde temizliğe nokta konduktan sonra uygulanacak bir formüldür. Temizlikten sonra ayakta kalan, birleşen veya birleşmeyen tüm bankalardan mali durumlarını güçlendirmeleri istenecek. Sermaye artırımlarının karşılanamayan bölümlerinin Hazine tarafından ödenmesi sonucu banka sermayelerinin bir bölümünün devlete geçmesi, bankaların Fon’a devredilerek bütünü ile devletleştirilmesinden daha az yük getirecek bir formül olarak değerlendiriliyor.