Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fransızlar, "Avrupa Birliği"nin, kazanılmış sosyal haklarını ve ekonomik yaşamlarını değiştirmesini istemiyor.Bu çok çok önemli bir nokta. İyi de... Bugüne kadar Avrupa Birliği fikrinin öncüsü, Avrupa Birliği'nin mimarı Fransızlar değil miydi?Almanya ve Hollanda'daki tepkiler, Fransa'daki oylama sonuçları açıklıkla ortaya koydu ki, bugüne kadar Avrupa Birliği'nin öncülüğünü yapanlar, Avrupa Birliği'ni oluşturup geliştirenler Avrupa'nın elitleri. Elitler tabana Birliğin ne olduğunu anlatamamış. Taban Birliğe karşı. Birliğe direniyor.Görülüyor ki, "Bu oylamada hayır çıktı... Oylama tekrarlanır ise formalite yerine gelir" denilemez. Önemli olan, anayasanın yürürlüğe girip girmemesi değil, önemli olan, tabanın tepkisi...Taban tepkisini bu kadar kesin şekilde ortaya koyuna, bundan sonra elitler, politikacılar, devlet adamları, milli ve uluslararası kurumlar ne yapacak? Kurumlar kilitlenmeyecek mi? Fransızlar Türkiye'ye mi hayır dedi? AB'nin 400 sayfalık anayasasını okuyarak ona mı hayır dedi? Hayır. Fransızlar değişime hayır dedi. Fransız halkı, (!) İşini kaybetmek istemiyor, (2) Emeklilik hakkının kısıtlanmasını istemiyor, (3) Tatil süresinin kısaltılmasını istemiyor, (4) Okul, sağlık yardımlarının diğer sosyal hizmetlerin aksamasını istemiyor, (5) Tarımın, hayvancılığın rekabete açılmasıyla tarımın çökmesini istemiyor, (6) Esnafın, küçük sanayicinin rekabete dayanamayarak yok olmasını istemiyor, (7) Sendikaların kapanmasını istemiyor, (8) Parlamentosunun, merkez bankasının gücünü başkalarına devretmek istemiyor.Fransız halkı bunları istemiyor da, Fransız elitleri, neden Avrupa Birliği'ni güçlendirmek için çabalıyor?Çünkü elitler görüyor ki, "Bu düzen böyle gelmiş ama böyle gidemez..."(1) Avrupa ülkelerinin mevcut yapıyı devam ettirerek ayakta kalmaları imkânsız. Mevcut yapıyı ayakta tutan ekonomik ve sosyal politikalar yanlış. Çalışma şartları, emeklilik, sosyal yardım, sendika ile ilgili olarak halka verilen imkânları ülkeler taşıyamıyor.Rekabetçi toplum haline gelmeden, halkın refahını artıracak politikalar sürdürülemeyecek. Bu ise ekonomik ve sosyal alanlarda cesur değişimler gerektiriyor.(2) Avrupa ülkelerinin tek başlarına küresel denge içinde yer almaları imkânsız. Süper güç ABD'ye ve yeni güç Çin'e karşı çıkabilmek ancak Avrupa Briliği ile mümkün olabilir. Kaybetmek istemiyorlar (3) Avrupa Birliği'nin süper güç olabilmesi; hem Birliğin tüm Avrupa'yı kapsayacak biçimde gelişmesine, hem de Avrupa'daki her ülkede istikrarın var olmasına bağlı. İstikrarın ana temelinde ise demokrasi, insan hakları ve hukuk var.Fransa'daki halkoylamasında anayasaya hayır diyen halk (taban) işte bu temel politikaları reddetti.Ülkelerde politikacıların, siyasi partilerin görüşleri farklı olabilir. Bu görüşler değişir. Veya farklı görüşteki siyasi partiler ve politikacılar yönetime gelir. Bunlar kısa sürede olabilir. Ama halkın (tabanın) fikrini değiştirmek kolay değildir.Avrupa Birliği'nin sembolü euro idi. Euro, bugüne kadar ABD dolarına alternatif olarak ortaya çıkabilmiş en güçlü para birimi idi. Bir para birimi gücünü arkasındaki ekonomik ve siyasi güçten alır. Euronun ardında bundan sonra hangi ekonomik güç ve siyasi güç olacak?Açık anlatımıyla, Fransa'da tabanın ortaya koyduğu tepki Avrupa Birliği'nde çok şeyin sarsılmasına yol açacak. Hele hele Hollanda'daki oylamada da taban benzer bir tepki gösterir ise, sorunlar büyüyecek. Avrupa Birliği dağılmaz. Euronun değeri sıfır olmaz ama, çok şey değişir. guras@milliyet.com.tr Birlik güç demek