Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Can Ortabaş, “Urla on yıl sonra İtalya’nın Toscana’sına benzer yemyeşil bir tarım vadisi olacak” diyor. Urla’da dağ taş, şimdiden yeşile bürünmüş. Can Ortabaş, genç bir Egeli. Birikimlerini tarımda değerlendirmeye karar vermiş. Urla’da kullanılmayan arazileri değerlendirmeye soyunmuş. Yurt dışından ithal edilen bitkilere, ağaçlara yüksek oranda gümrük ödendiğini görünce, ithal edilen bitki ve ağaçları Urla’da yetiştirmeye başlamış. Küçükten başlayarak büyümüş. Şimdilerde 2 bin dönüm üzerinde ağaç yetiştiriyor. 250 bin palmiyesi, 40 bin selvisi var. Avrupa’nın en büyük palmiye üreticisi olmuş. Selvi ise, hem bizim ağacımız hem de orman yangınlarına en dayanıklı ağaç.
Urla’da ağaç yetiştirmek için satın aldığı arazilerde toprak düzenlemesi yaparken eski üzüm kütüklerinin bolluğu dikkatini çekmiş. Bu topraklarda M.Ö. 4 Binlerden beri şaraplık üzüm yetiştirilirmiş. Urla Karası adında bu topraklara özgü bir şaraplık üzüm türü varmış. Mübadeleden önce Rum’lar İzmir-Çeşme arasındaki alandaki üzüm bağlarından yılda 72 milyon litre şarap yapar, Urla İskelesi’nden gemilerle Yunanistan’a yollarlarmış. (Şimdilerde Türkiye’de yılda 60 milyon litre şarap üretiliyor.)

Tarımda bereket var
Can Ortabaş, fidan yetiştirmek için satın aldığı topraklarda eskilerden kalma üzüm kütüklerine rastlayınca, “Urla Karası”nı canlandırma arayışına girmiş. Egeli iki genç arkadaşı Bülent Akerman ve Deniz Barçın da ona katılmışlar. Üç arkadaş birbirine bitişik 3 parça arazide şaraplık üzüm yetiştirmeye başlamış. Arazinin ortasına 7 milyon euro harcayarak pırıl pırıl, modern bir şarap üretim tesisi kurmuşlar. Urla markası ile şarap üretiyorlar.
İlginç olan yaptıklarını başkaları ile paylaşmaları. Düzenli olarak turlar düzenliyorlar. Hafta sonları isteyenleri otobüslerle Uzbaş Çiftliği’ne ve Urla Şarapcılık tesisine taşıyor, fidanlığı, üzüm bağlarını ve de modern şaraphaneyi gezdiriyorlar.
Üç arkadaştan Urla şaraplarının tanıtımı sorumluluğunu üstlenen Bülent Akerman “Normalde bir asmadan üzüm verimi 10-11 kilograma kadar çıkar. Biz iyi şarap elde etmek için 600 grama kadar iniyoruz. Kaliteli şarap üretimi Fransa’nın tekelinden çıktı. İspanyollar, Güney Afrikalılar, Şilililer Fransız şarapları ile yarışıyor. Ege’de de benzer gelişme olacak. “Made in Ege” “Made in Urla” damgasına hazır olun. Biz Urla’yı markalaştırıyoruz“ diyor. Geçenlerde yabancı uzmanların katıldığı şarap tadım yarışmasında 2009 ürünü iki farklı şaraplarının 88 puan alması üç arkadaş için teşvik olmuş. Urla Şarapçılık şimdilik yılda 150-200 bin şişe şarap üreteceğinden bu tür üretim butik üretim olarak adlandırılıyor. (Üç büyük şarap üreticimizin her biri 10 milyon şişenin üzerinde üretim yapıyor.)

Genç kuşak tarıma yöneliyor
Ege’de şaraplık üzüm üretimi giderek artıyor. Çok sayıda şarap üretim tesisi kuruluyor. Her yeni üzüm bağı ve şaraphane başkalarına davetiye çıkarıyor. Urla Şarapçılık’ın Urla’daki bağları ve şaraphanesi üç-dört yeni girişimin başlamasına örnek teşkil etmiş.
Ege bölgesi başta üzümü, inciri, zeytini ve pamuğu ile tarım zenginliğini yaşarken, sanayi ve ticaretteki gelişmeler tarımın unutulmasına neden olmuştu. İlginç olan şimdilerde babaları ticarette ve sanayide öne çıkmış genç kuşağın, tekrar tarımsal üretime ve tarıma dayalı sanayiye yönelmeleri. Bülent Akerman’ın dedesi, babası sanayici idi. Can Ortabaş ile Deniz Barçın’ın dedeleri, babaları tüccar idi.
Ege’de seyahat ederken genç kuşağın farklı alanlardaki girişimlerini görünce insanın morali yükseliyor.