Seyirci koltuğundan kımıldamadan, başkalarının sahneye çıkarak oyun sergilemelerini bekliyoruz.
Biz oyuna katılamadığımız için ne senaryodan haberimiz var, ne oyunun sonunda olacaklardan. Bekleyip göreceğiz... Oyunun sonu iyi de bitse, kötü de bitse alkış tutacağız.
ABD, terör saldırısının altında kalamaz. Mutlaka bir şeyler yapacak. Bir şeyler yapmak için Avrupa ülkelerini de oyuna kattı.
Biz seyirci koltuğunda "Durunuz bakalım ne olacak?" diyerek bekleşiyoruz.
İyimserler, ABD’nin İslam ülkelerine karşı bir askeri müdahalesinde köprü olarak kullanılması nedeniyle askeri ve siyasi alanda Türkiye’ye ilginin artmasını bekliyor. Öbür ülkeler "radikal" İslam’a kucak açıyor, Türkiye "laik" bir Müslüman ülke. "Türkiye’yi koruyalım, kollayalım" diyerek Türkiye’ye ABD’nin parasal yardım yapacağına Türkiye’yi rahatlatacağına inanılıyor. (İşin özü: Türkiye yerinden kımıldamayacak... Ama ABD, Türkiye’nin değerini anlayarak, para gönderecek, Türkiye’yi rahatlatacak.)
Kötümserler, Türkiye’nin dışında oynanan oyundan ekonominin zarar göreceğini, hele hele, komşu ülkelere yönelik bir askeri müdahalenin, Körfez krizi benzeri sorunlara kapı açacağını söylüyor. Bu durumda Türkiye, daralan Batı pazarının tokadını yemekle kalmayacak, komşu ülkelerle ilişkileri kesilecek. Yakın ülkelerdeki savaşın faturasını, pahalılaşan enerji fiyatı, düşen turizm ve ihracat geliri nedeniyle çok pahalı ödeyecek. (İşin özü: Türkiye kendi dışında oluşan şartlar nedeniyle büyük kayıplara uğrayacak.)
Körfez krizinin Türkiye’ye verdiği zararı unutanlar, "Bize bir şey olmaz... Biz olan bitenden olumsuz etkilenmeyiz" diyebiliyor.
Dünyada dengeler bozuldu. Bozulmaya devam ediyor. Önce ortalık ciddi bir şekilde karışacak. Sonra yeni dengeler kurulacak. Türkiye bu oluşuma ilgisiz kalır, oluşumun içine oyuncu olarak katılamaz ise, sonuçta büyük kayıplara uğrar.
Ama Türkiye terörün magazin boyutunun ötesini düşünmeye henüz başlayamadı.
(1) İstikrar programını sürdürebilecek miyiz?
(2) Yeni oluşumda Türkiye’nin yeri ne olacak?
Bu soruları hemen tartışmamız, bu konularda hazırlıklı olmamız gerekirken biz faiz fiyatına, döviz fiyatına ve borsa endeksine bakarak günleri geçiriyoruz.
Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, başbakan yardımcılarımızın dışarıdaki oluşumların içinde yer alması, oyuna katılması, değişik kişisel özellikleri nedeniyle mümkün değil. Türkiye’yi temsil edecek olan kadro onlar... Onlar ise oluşumu sade vatandaş gibi seyirci koltuğundan izlediklerine göre... Allah sonumuzu hayreylesin. Kısacası biz işi Allah’a havale etmiş durumdayız... Sonumuz iyi de olabilir, kötü de... Dua edelim de kötü olmasın.