Banka sistemi ekonominin çarkıdır. Tekerleğidir. Banka sistemi olmadan ekonomi "yürümez".
Bankalar halkın parasını toplar. Bu parayı yatırıma veya üretime dönüştürecek olanlara kiralar. Yatırımın ve üretimin coşabilmesi bankalardaki kaynağın bolluğuna bağlıdır. Bankalardaki kaynağın azalması, yatırımı, üretimi azaltır.
Bankaların kaynağının bankalardaki paranın artması bankaların para sahiplerine vereceği güvene dayanır. İnsanlar bankalara güvenmez ise, paralarını bankalardan kaçırır.
- Para bankadan kaçar ise, sistem dışına (ekonominin dışına) yönelir.
- Parasını bankada tutanlar da uzun vadeli bağlantıdan kaçar. Parasını vadesiz tutar. Vadesiz para en tehlikeli paradır.
- İnsanlar paralarını bankaya yatırmaz veya vadesiz tutmaya başlar ise bankalar kredi veremez.
- Bankalar kredi veremeyince yatırım yapılmaz. Üretim artmaz. Ekonomi küçülür.
- Ekonominin küçülmesi demek fakirlik demektir. Halkın fakirleşmesi demektir.
Türkiye'deki gelişmeler halkın Türk lirasından kaçmasını, bankalardan paranın kaçmasını teşvik edecek yöndedir.
- Türk halkının parasını Türk lirası yerine dövize bağlaması dolar veya mark tutması serbest. Türk halkının parasını Türk banka sistemi yerine yabancı bankalara kaydırması, yabancı bankalarda hesap açması serbest.
- Faiz oranları beklenmeyen hızda düştü. Bankalardaki tasarruf mevduatı üzerindeki yüzde yüz devlet garantisi, bu yıl 100 milyar liraya indirildi. Gelecek yıl başında 50 milyar liraya indirilecek.
Bu çerçevede insanların banka sistemine güveni yok olur ise,
- İnsanlar paralarını o bankadan bu bankaya taşımaya başlar. Sistem içinde dengeleri sarsar.
- İnsanlar Türk lirasından yabancı paraya döner. Önce bu yabancı paraları, bankalardaki döviz mevduat hesabında saklar. Sonra o hesaplardan da çekip, yastık altına koymaya başlar. Biraz palazlanan dövizini yurtdışına atar.
Bunlar çok çok çok olumsuz işlerdir. Olmaması gereken işlerdir. İşte bunun içindir ki, devlet baba büyük fedakarlık yapıyor. On bankayı batırmadı. Yaşatmaya, çalıştırmaya çalışıyor. Devlet baba için en kolayı on bankayı da iflas ettirip, mevduatın karşılanmayan kısmını fondan kapatmak ve de beladan kurtulmak idi. Ama devlet baba bu tip bir çözümün, banka sistemine güveni sarsacağına, bankaların bu sarsıntıya dayanamayacağına inandığı için "belayı üstlenmek zorunda kaldı."
Buraya kadarki gelişmelerde "devlet baba" gereğini yaptı. Ortaya çıkan faturayı da "halkımız" ödeyecek. O da "vatan ve batan" görevini yerine getirecek!..
İyi de... Acep kurtarılmasına çalışılan, güçlendirilmesine çalışılan banka sistemi ne eyliyor? Ne ediyor? Bankalarımızı temsil eden, hepsinin üye oldukları, kanunla kurulmuş, kanunla görevler üstlenmiş koskoca bir Bankalar Birliği var. Halkın bankacılık sistemine neden güvenmesi gerektiğini anlatacak olan bu birliktir. Birlik, halka bankacılığa neden güvenmesi gerektiğini anlatmaz ise, halk içi boşaltılan bankalara ait magazin haberleri ile soygun haberleri ile şaşkına döner. Sistemin tümüne olan güvenini yitirir. Ondan sonra alınız başınıza püsküllü belayı...
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr