Ekonomide hareket arttı. Haber çok. Ama üretimden söz eden yok. Üretim artmadıkça, istihdamın, gelirin, refahın artamayacağını, üretim artmadıkça ekonominin sağını solunu ellemenin gelir dağılımını bozmaktan başka işe yaramayacağını anlayan yok. Gelelim haberlere.
Önce halkı doğrudan ilgilendiren haberleri özetleyeyim:
- Merkez Bankası Başkanı Durmuş, (1) Enflasyonun gerileyeceğini, (2) Faizlerin 2011 yılı son çeyreğine kadar artırılmayacağını söyledi. Bu haber kredi kullanmak durumunda olanlar ve de pahalılıktan yakınanlar için iyi haberdir.
- Devlet Bakanı Babacan, tüketicinin kullandığı banka kredilerinden alınan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu katkı payının yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarılacağını açıkladı. Bunun yüzde 1 aylık faiz ve 1 yıl vade ile 10 bin TL tüketici kredisi kullananların kredi maliyetine 34 TL artış getireceği hesaplanmaktadır.
Genel olarak faiz oranları düşürülürken, tüketicilerin kullandığı kredinin maliyetinin artırılması çelişkili bir uygulamadır. Anlaşıldığı kadarı ile tüketicinin kredi kullanımının frenlenmesi istenmektedir. Bu haber tüketici kredisi kullanan düşük gelir grubundaki ihtiyaç sahipleri için kötü haberdir.
- Devlet Bakanı Babacan, vatandaşın elektrik, su ve emlak vergisi borçlarının da vergi ve sigorta primi borçları için getirilecek af kapsamına alındığını açıkladı.
Bu çok kişi için sevindirici bir haberdir.
- Devlet Bakanı Babacan, şu veya bu şekilde el konulan orman arazilerinin el koyanlara satışını sağlayacak “2B Yasası”nın seçimden önce çıkartılacağını, orman arazilerine el koyanlara tapu dağıtılacağını müjdeledi.
Bu da çok kişi için iyi haberdir.
- Enerji Bakanı Yıldız’ın, organize sanayi bölgelerine Botaş tarafından satılan doğalgaz fiyatında indirim yapılacağını açıklayacağı bildiriliyor. Bu haber organize sanayi bölgesinde işyerleri olan girişimciler için iyi, indirimin yükü şofben ve kalorifer faturasına binecek olan vatandaş için kötü haberdir.
Gelelim halkımızı dolaylı, ama ekonomimizi damardan ilgilendiren habere:
- Eylül ayında ihracat yüzde 5.5, ithalat yüzde 25.3 oranında arttı.
Ocak-eylül döneminde ihracat artışı yüzde 12.0, ithalat artışı yüzde 29.8 oranında oldu.
Yılın 9 ayında dış ticaret açığı 48.6 milyar dolar. Acaba ithalat artışı sanayideki üretim artışından mı kaynaklanıyor? Sanayi üretimine ait en son gösterge ağustos ayına ait. Sanayi Üretim Endeksi’ne göre, 2010 yılının ilk 8 ayında sanayide üretim artışı ortalaması, 2009 yılı üretim endeksi ortalamasına göre, sadece 8.2 oranında. Halbuki 8 aylık ithalat artışı yüzde 30.5 oranında.
- Demek ki ithalat üretim arttığı için artmıyor. Döviz ucuz olduğu için ithalat artıyor. Biz borçlanarak döviz buluyoruz, sonra da giderek daha fazla yabancıların ürettiği tüketim ve yatırım mallarını, ham maddeleri ve diğer üretim girdilerini kullanıyoruz.
- İyi de ucuz dövizden kurtulma ümidi var mı? Devlet Bakanı Babacan diyor ki, ”Bize sıcak parayı engellemek için Tobin Vergisi uygulayın diyorlar. Brezilya parasının değerlenmesini önlemek için Tobin vergisi uyguladı da ne oldu? Parası 2009 başından bu yana yüzde 31 değerlendi. İşe yaramaz ama biz de sıcak parayı sınırlamak için Tobin Vergisi koyalım der isek kendimizi kandırmış oluruz. Hem de sıcak para olmazsa doğalgaz faturasını nasıl öderiz?”
Sonuç: Sıcak para sayesinde ucuz dövize devam... Üretim nasıl artacak? Onu düşünen yok.