Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Halkımızın bu sağduyulu davranışının bozulmamasına hem dua ediniz, hem dikkat ediniz... Şu anda halkın "morali ve güveni" çok önemlidir...Halkımız harp istemiyor. Yatıp kalkıp gene dua ediniz ki şöyle veya böyle Türkiye harbe daha fazla bulaşmadı. Yoksa Türkiye de ABD gibi, Irak çöllerinde batağa saplanacaktı. Irakta savaş da bitmedi, oyun da bitmedi. ABD savaşı kazanabilir ama barışı şimdiden kaybetti...Halkımızın bu kadar sakin olmasına, durumu değerlendirmedeki sağduyusuna rağmen, halkın değil de TÜSİADın gözünün içine bakarak yönünü belirleyen hükümetin morali giderek bozuluyor... Bu kadar tahrike, medyada yer alan bu kadar olumsuz habere rağmen halkımız "sakin"... Sağduyulu Türk halkının bu davranışı için söylenebilecek tek bir şey var: Bravvooo!.. Kime mektup gönderdiği belli olmayanlar "konsolidasyon" türküsü çağırmaya başladı. TÜSİAD Başkanı "battık - batıyoruz" nutku attı... İş sorununa, aş sorununa rağmen halkımız, işinde, gücünde... Moralini bozmuyor, güvenini yitirmiyor... Halkın morali bozulur, güveni yok olur ise, esas siz o zaman seyredersiniz gümbürtüyü... Halk parasını bankalardan çekmeye kalkar, Türk lirasından dövize geçmeye başlar ise siz o zaman ne yapacağınızı şaşırırsınız. Serumcu Powell "Harp Tahvili"... Hayır, hayır... "Ulusal Dayanışma Tahvili" çıkararak para toplayalım... En iyisi "Hazret - i Ömer Fonu" oluşturalım. Her vatandaş çanağa 100 dolar attırsın... "Sertifika karşılığı halkımızın altın bileziklerini, beşibiryerdelerini toplayalım"... "Herkes maaşının yarısını devlete versin... Yok, yok... En iyisi "servet vergisi" halkın servetinin yüzde yirmisini isteyelim..." şeklinde inanılması güç konular hükümetin gündemine gelmeye başladı. Bir memurun maaşının yarısı olan 530 milyon lirayı iliştirerek Başbakana gönderdiği mektubun okunması tüm Bakanlar Kurulu üyelerinin hüngür hüngür ağlamasına neden oldu.Ve bütün bu moral bozukluğu içinde Başbakanımız "şimdi oksijen çadırındayız... Seruma ihtiyacımız var ki... ilk müdahale yapılabilsin..." der demez, ABD Dışişleri Bakanı Powell "serumu takmak için" koşa koşa Ankaraya geldi. Şimdi "serumcu" Powell soruyor: "Abicim ben bu serumu takarım ama... Sen buna karşı ne vereceksin?"İşte dananın kuyruğu burada kopacak? Hükümet bu moral bozukluğu ile Powellın sorusunu cevaplarken halkın bekleyişlerini mi yoksa TÜSİAD Başkanının şipariş listesini mi dikkate alacak?Dün yapılan ilk açıklamalar "al - ver - al - ver" pazarlığının şimdilik "makul ölçülerde" kaldığı görüntüsünü veriyor. Ama şu da bir gerçek ki, karşı tarafın talebi bitmiyor. Karşı taraf her gün yeni bir talep ile geliyor. Gelecek!.. guras@milliyet.com.tr TÜSİAD Başkanının "ABDnin istediklerini yapmadık. Aramız bozuldu. Köşeye sıkıştık. Mahvolduk..." konuşmasından bu yana hükümet ne yapacağını şaşırdı.