Bir ülkede halkın refahının göstergesi "kişi başına milli gelir"dir.
Türkiye'de kişi başı milli gelir Sayın Demirel Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu 1993 yılında 3.004 dolardı.
Yedi yıl sonra, Sayın Demirel'in Cumhurbaşkanlığı süresinin tamamlandığı yıl olan 1999 yılında kişi başı milli gelir rakamı 2.878 dolara düştü.
Demek ki, Sayın Demirel 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde halkını fakirleştirmiş. Halkının refahını geriye götürmüş.
Milli gelir, bir ülkede olan bitenin "ölçüsüdür."
Lafa bakılmaz. Milli gelir rakamına bakılır.
Milli gelir denilen şey, bir yıl içinde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeridir. Ülkede üretilen mal ve hizmetlerin önce miktarı belirlenir. Sonra bunun parasal değeri bulunur. Parasal değer, her mal ve hizmetin fiyatı alt alta yazılarak hesaplanmaz. Böyle yapılır ise çoklu sayma olur. Örneğin bir ayakkabı fiyatının içinde, derinin, köselenin, çivinin, ipliğin ve işçiliğin fiyatı da vardır. Milli gelir her mal ve hizmetteki katma değer (çıktı fiyatı ile girdi fiyatı arasındaki fark) üzerinden hesaplanır.
Milli gelir hesabında ülkedeki tüm mal ve hizmetler dikkate alınır. Açık anlatımıyla kayıt dışı, kayıt içi, deftere yazılı, deftere yazılı olmayan şeklinde hesap dışı kalan mal ve hizmet yoktur.
Devlet İstatistik Enstitüsü 1999 yılında Türk halkının sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar uğraşıp, didinip ürettiği mal ve hizmetlerin parasal değerini (milli geliri) 185.1 milyar dolar olarak hesapladı. Bu rakam bir yıl öncenin 206.5 milyar dolarlık üretim rakamının (dolar olarak) yüzde 10.4 gerisinde. Demek ki, Türkiye 1999 yılında 1998 yılındaki kadar üretim yapamamış. Ülke olarak fakirleşmiş.
Bu ülkenin fakirleşme göstergesidir.
Halkın fakirleşme göstergesi ise, milli gelir rakamı nüfusa bölünerek bulunur. Buna kişi başı milli gelir denilir. 1999 yılında milli gelir 185.1 milyar dolar. Yıl ortalaması nüfus 64.3 milyon. Gelir nüfusa bölününce çıkan kişi başı milli gelir rakamı 2.878 dolar. Halbuki 1998 yılında kişi başı milli gelir 3.224 dolardı. Demek ki, 1999 yılında Türk halkının geliri / refahı yüzde 10.7 geriye gitmiş. Türk halkı geçen yıl ortalama yüzde 10.7 oranında fakirleşmiş.
1999 yılında tarımda yüzde 4.5 sanayide yüzde 5, inşaatta yüzde 12.7, ticarette yüzde 6.8 gerileme var.
Sayın okuyucularım, 1999 yılında olan bitenler Sayın Demirel'in 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemindeki ikinci büyük çöküştür. Halkın yediği ikinci "şamar"dır. Halk ilk şamarı 1994 yılında yedi. Beş yıl sonra halkın suratında ikinci "şamar" şakladı.
Sayın okuyucularım, Türkiye'nin bir numaralı sorunu işte bu. Türkiye fakir bir ülke. Fakirlik çemberini kıramıyor. Fakirlik çemberini kırmak için üretimini artıramıyor. Üretimini artıramadığı için milli gelir büyümüyor. Kişi başı gelir artmadığı için Türk halkı olduğu yerde debelenip duruyor. Kişi başı geliri yedi yıldır 3 bin doların üzerine çıkmayan ülkede demokrasi de bu kadar olur, adalet de bu kadar olur. Sağlık bu kadar olur. Eğitim bu kadar olur.
Böyle bir ülkede, "milli gelir rakamının 7 yıl boyunca 3 bin doların üzerine çıkamaması" ülke halkına istikrar olarak yutturulur. "Aman bir başkası gelip de halkın refahını artırmasın" diyerek tertipler kurulur...